Bilgisayar ağı tarihçesi |
Yanıt Yaz |
Yazar | |
megabros
Security Professional Kayıt Tarihi: 08-06-2009 Konum: Turkey Status: Aktif Değil Points: 752 |
Mesaj Seçenekleri
Yanıt Yaz
Alıntı megabros
Bu mesaj kurallara aykırıysa buradan yöneticileri bilgilendirebilirsiniz.
Gönderim Zamanı: 29-03-2011 Saat 10:33 |
1950 lerde bilgisayarlar aşağıdaki özellikleri içeren oda büyüklüğünde makinalardı: * Bir CPU Zamanla bilgisayarlar küçüldü ve daha komplike cihazlar oldular. Fakat endüstriye hala daha büyük ve çok daha güçlü makinalar hükmediyordu. Hesaplama gelişti, bilgisayarlar birden fazla uygulamayı işleyebilir hale geldiler ve geniş merkezi mainframe`ler 'host' bilgisayarlar oldular. Yani pek çok terminal ve cihaz bağlı olan merkezi bilgisayarlardılar. Bağlı olan terminallere 'dumb' (aptal) terminaller deniyordu. Diğer bir deyişle giriş ve çıkış cihazları (ekran ve klavye gibi) ve depolama yerine sahiptiler fakat kendileri için işlem yapamazlardı. Burda geçmiş zaman ekleri kullanılsada günümüzdeki modern ağ teknolojisinin yanında bu tip ortamlar hala kullanılmaktadır. Yerel terminaller sıradan düşük-hız bir seri arabirim ile makineye bağlıydılar. Uzaktaki terminaller modemler ve sıradan dial-up telefon hatlarıyla makineye bağlanıyorlardı. * geniş entegre veritabanı yönetimi Mainframe host/terminal ortamında işlemler küme yada interaktif olabilir. küme işleme ile, işlemler daha sonrası için depolanır ve hep birlikte işleme tabi tutulurlar. Bu yüksek hızlarda işlemeye izin verir. Mainframe`ler gelişip yüksek hızda bağlantılara sahip olunca bazı haberleşme işlemleri başka cihazlara devredildi. Bu cihazlar cephe işlemcileri (FEPs-front end processors) ve grup kontrolcüleri (CCs-cluster controllers) idiler. Cephe işlemcisi ağ haberleşmesine adanıyordu. Host bilgisayar ve yüksek hız bağlantı arasında duruyordu. Grup kontrolcüsü FEP`e bağlıydı ve adındanda anlaşıldığı gibi çok sayıda terminal ile haberleşmeyi yönetiyordu. FEP`ler ve grup kontrolcüleri dağıtık işlemenin başlangıcıydılar. Ve dağıtık işleme bilgisayar ağ haberleşmesinin başlangıcıydı. Merkezi mainframe bilgisayar sistemlerinin çeşitli dezavantajları vardı. işlenmemiş bilgiye ve raporlara sınırlı sayıda insanın kontrol erişimi vardı. Doğal evrim dağıtık işleme yönündeydi. Ve minibilgisayarlar (adının aksine hala geniş makineler) mainframelerden işlemin çoğunu almaya başladılar. minibilgisayar-tabanlı dağıtık ortamlarda işlenen tipik uygulamalar: * CAD/CAM (bilgisayar destekli dizayn/bilgisayar destekli üretim) Dağıtık işlemeyi yönetmek merkezi işlemeyi yönetmekten daha zordur fakat pek çok avantajı vardır. Büyük bir işin işyükünün çeşitli makinalar arasında paylaştırılabilmesini sağlar. * bağımsız iş-istasyonları (bazı durumlarda minilere ve/veya mainframe lere bağlı) Minibilgisayar/bağımsız iş-istasyonları ortamındaki dağıtık işleme günümüzde bildiğimiz bilgi ağlarının oluşumuna yol açtı. Otomasyon adaları arasındaki haberleşmeyi mümkün kılabilmek için çeşitli üreticiler kendi ağ mimarilerini geliştirmeye başladılar. Bunlardan ikisi DECnet (sahibi Digital Equipment Corporation) ve SNA (System Network Architecture, sahibi IBM) dir. Bu ağlar adanmış PSTN bağlantıları üzerinde çalışırlar. DECnet ve SNA 'enterprise' ağlardır. Kendi organizasyonlarına hizmet veriyor fakat diğer ağlarla aynı ortamda çalışamıyorlardı. Interoperability konusunu çözmede ilk çalışan packet-switched ağ Amerikan hükümetinin ARPANET`idir. ARPANET, 1960`larda geliştirildi ve bilgisayar donanımı seçimlerine bağlı kalmaksızın pek çok organizasyonu birbirine bağladı. Modern 'küresel' geniş alan ağ yapısına atılan ilk adımdı. Belkide ağ yapısına en büyük teşvik mikrobilgisayar veya PC`lerin (kişisel bilgisayarlar) geliştirilmesi idi. Mikrobilgisayar ölçek haricinde minibilgisayar ve mainframe`lerden çok da farklı değildi. Gerçekte günümüzün bazı PC`leri 5 10 yıl önceki mini`lerden çok daha güçlüdürler. PC`yi, bütün bilgi haberleşmesinin kendi içinde yapıldığı minyatür bir mainframe ortamı olarakda düşünebilirsiniz. Modern PC ile geleneksel bilgisayarlar arasındaki ana fark PC lerin işleyiş hızı. Bunun sebebide kısmen, modern PC`lerde yüksek hız kullanıcı arabirimleri kullanılmasıdır. PC`lerdeki bu hızın sebeplerinden biride genelde depolama için kendi hard-disklerini kullanmaları ki bunlara mainframe depolamanın aksine çok çabuk erişilebilir. PC`ler geniş çapta ofis-tabanlı uygulamalarda kullanılır: * kelime-işlem PC`ler bağımsız makineler olmasına karşın dumb terminal olarakda kullanılabilir ve bu yolla host/dumb terminal ortamının bir parçası gibi işleyebilirler. Bu durumda host bilgisayara seri arabirim ile bağlanırlar. Benzer olarak, bağımsız olduklarından, mini/iş-istasyonları ortamında bağımsız iş istasyonları olarak çalışabilirler. En önemlisi bir yere alan ağı (LAN) yada PC LAN`ı kurmak için çeşitli PC`ler birbirlerine bağlanabilirler. * Bir yerel ağ genelde küçük bir kampüs yada bina gibi sınırlı bir alan içerisindedir. * Eğer bağlantıların daha uzak noktalara yapılması gerekirse, PC LAN herkese açık geniş alan ağlarına bağlanabilir. Bir LAN`da, dosya sunucusu, disk depolama yada yazıcılar gibi kaynakların paylaşılmasını mümkün kılar. * Çoklu kullanıcı, paylaşılan bilgi ve kaynaklar Gerçekte, bu özellikler mainframe ortamındakilere çok benzemektedir. 'Ağ' terimi konusunda dikkat edilecek bir nokta, genelde bağımsız makinaların bağlantısından oluşan sistem olarak kullanılmasıdır. Özetlemek gerekirse, bilgisayar ağlarının karakteristikleri aşağıdaki gibidir: * entegre sistemler Gelecekteki ağlar aşağıdaki özellikleri içerecektir: * Uluslararası standartların daha geniş çapta uygulanması En önemlisi, Ağ planlayıcıları kurulu olan donanımlarını en verimli kullanma yollarını bulmak zorunda kalacaklar. İstemci/Sunucu hesaplama sistemi İstemci/sunucu ortamı bazısı istemci makinalar olarak davranan bazısıda sunucular olarak davranan ağa bağlı makinelerden oluşur. İstemci (genelde bir PC) sunucunun (genelde daha güçlü makinalar) servislerine istek yapar. Günümüzde PCler çok güçlendi ve bazı durumlarda sunucu olarak kullanılabilirler. Bir sunucu fikri zaten LAN ortamında bulunuyor. Bir dosya sunucusu ağ işletim sistemi olarak çalışır ve kaynakların paylaşımını yönetir. Dosya sunucuları istemci/sunucu ortamlarında da önemlidirler fakat bu ortamda aynı zamanda aşağıdakilerde bulunabilir: * yazıcı sunucuları İstemci/sunucu hesaplamada, veritabanı genelde bilgi sunucusu tarafından kontrol edilir ve yönetilir. Eğer bir istemci veritabanından bir bilgiye ihtiyaç duyarsa basitçe bunu sunucudan ister. Bütün veritabanının istemciye göndermek yerine sunucu sadece istemcinin ihtiyacı olan bilgiyi gönderebilir. İstemci bilgi ile çalışabilir ve veritabanını güncelleyecek değişiklikleri sunucuya geri gönderebilir. Bu şekilde istemci ve sunucu hesaplamayı paylaşır ve her makina kendine en uygun işi yapar. Buna doğru-ölçekleme (rightsizing) denir. Herbir işlem için sistemdeki en uygun makine kullanılır.
uygulamalar için sorumluluklar istemci ve sunucu makinalar arasında paylaşılabilir. Örneğin uygulamalar sunucu makinesinde durabilir ve istemci tarafından çağrılabilirler. Fakat uygulamayı çalıştıran arayüz genelde istemci makine tarafından yönetilir. Bir istemci sunucudan bir uygulama çağırmak istediğinde bir API (uygulama programlama arabirimi - Application Programming Interface) kullanabilir. API`ler istemcinin işletim sisteminin detaylarını bilmesine gerek kalmadan uygulama servislerine erişimine izin verir. Saygılar. Düzenleyen megabros - 29-03-2011 Saat 10:33 |
|
BEYAZ ŞAPKA (BİLGİ NEFERİ) |
|
Yanıt Yaz | |
Tweet |
Forum Atla | Forum İzinleri Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Açık Forumda Anketlerde Oy Kullanma |