GIDA RAPORU-EKMEK VE UN KOMİSYONU'NUN, EKMEKTE KANSER VE ALLERJİ RİSKİ OLUŞTURAN BEYAZLATICI KİMYASALLAR OLAN "E924 POTASYUM BROMAT" ve "E928 BENZOİL PEROKSİT"İN KULLANILMASINDAKİ ARKA PLâN RAPORU
Ekmeklik un imalatında kullanılan buğdaylar genellikle sert veya yarı sert buğdaylardır. Bu buğdaylar son yıllarda özellikle ya ithal tohum ekilerek, ya da ithal tohumla elde edilen buğdayın kalitelisinden tohumluk diye ayrılarak ekilir.
İthal tohumculukta ciddi kontrol olmadığı için ticari olarak yapılan ithal tohumlar Türkiye'de buğday kalitesini önemli ölçüde etkilemiştir. Bir de süne ile mcadelenin yetersiz oluşundan ötürü, buğday rekoltesi iyi olduğu yıllarda bile Türkiye buğday ithal eder duruma gelmiştir.
Kaliteli buğdayın fiyatı aralık 2004 itibariyle 430 000.-TL /kg'dır. Kaliteli un elde etmek için kaliteli buğday şart, ancak bu olaya ticari açıdan bakan bazı firmalar (çok ciddi firmalar bunun dışındadır) 300 000.-TL/kg fiyattan aldıkları kalitesiz buğdaydan imal ettiği unu değerlendirebilmek için una katkı ilave etmektedir. Bu katkının zararlı olup olmadığı onun için önemli değildir. Ayrıca fırıncılar da her ne kadar kullanmıyoruz diyorlarsa da, birçok maddenin karışımı olan ekmek ve pasta katkılarını kullanmaktadırlar.
Bunun ne imalat safhasında kontrolu, ne de imalattan sonra araştırması yapılıyor. Kaliteli buğdaydan, kaliteli un imal ettiğiniz zaman unun çuvalı fiyatı % 25 daha pahallıdır. Ticari olarak fırıncı da ucuz undan ekmek yapıp satmak ister haklı olarak, çünkü ekmek fiyatı aynı.
Burada en büyük yanlış; ekmek fiyatının tip 550 una göre belirlenmesi. Kanaatimizce, ekmek tip 650-750 undan yapılmalı ve ekmek içinde bir miktar sağlıklı olan kepek her zaman bulunmalı.
Diğer ekmekleri imalattan kaldırmakta fayda var. Özellikle beyaz ekmek tercih edecek vatandaşı eğitmek lazım ki ekmeğin beyazının, hem katkılardan dolayı, hem de üç beyaz zehir (un, tuz, şeker)den birisi olduğu bilincine gelsin. Ancak, tüketicilerin pek çoğu sağlıklı beslenme açısından tıp uzmanlarınca kesinlikle önerilmeyen beyaz undan üretilen beyaz ekmeği bilinçsizce talep etmektedir. Bu sebepten un tüketicileri sadece daha ucuz olan hafif sarı unları değil, beyaz unları dahi daha da beyaz yapmak ve böylece tüketicinin ''çok beyaz ekmek'' arzusunu yerine getirmek ve az kârlı beyaz un üretimini kârlılığa dönüştürmek için kanserojen olduğu bilinen ve çoğu gelişmiş ülkede yasaklanan kimyasal maddeleri kullanmaktadırlar. İşte bu tezatlık ve ticari rekabet, bilinçsiz beslenmeyle birleşince, beyazlatıcılar kullanılmaya başlanıyor. Daha beyaz görünen un elde etmek için, benzoil peroksit (E928) ve potasyum bromat (E924) gibi zararlı maddeleri beyazlatıcı olarak kullanıyorlar.
Beyazlatıcılar genellikle kalitesiz buğdaydan un elde etmek için kullanılır. Beyazlatıcı kullanımında fırıncıların direkt bir rolleri yoktur. Katkı üreten ve ithal eden firmalar incelensin, eğer fatura kesiyorlarsa fırıncıların rolü olup olmadığı ortaya çıkacaktır. Tek sorumluluk un üreticilerindedir. Elbette tüm firmaları aynı kefeye k****k haksızlık olur. Bu konuda hassas olan firmalar var. Ancak talep bilinçsiz beslenmeye alışmış tüketici ve dolayısı ile fırıncılardan gelmektedir. Fırıncılar satın aldıkları unda beyazlatıcı olup olmadığını anlamak için unu analiz ettirmek zorundadır.
Ancak şunu unutmamak lazım ki her tüketici, maliyetinden ucuz aldığı un ve unlu mamülleri sorgulamak zorundadır. Fırıncılar çoğu zaman bunu yapmamakta, ucuzu, çoğu zaman da ucuzun ucuzunu aramaktadırlar. Bu sebeple beyazlatıcı kullanarak halkımızı zehirleyen BAZI un üreticileri kadar UCUZ UN ALAN BAZI FIRINCILAR da doğrudan bu aldatmacadan sorumludurlar.
BU PROBLEMİN AŞILMASININ TEK YOLU, TOPLUMUN GENİŞ KAPSAMLI KAMPANYALARLA UYARILARAK EĞİTİLMESİ VE SAĞLIKLI OLAN KEPEKLİ EKMEK YEME ALIŞKANLIĞININ KAZANDIRILMASIDIR. EN İYİ KONTROLÖR TÜKETİCİDİR.