Bilginin Adresi Ana Sayfa
Forum Anasayfası Forum Anasayfası > Spor > Futbol Genel
  Aktif Konular Aktif Konular RSS - Hayrettin: ’Rüştü için harcandım dedi’
  SSS SSS  Forumu Ara   Events   Kayıt Ol Kayıt Ol  GiriÅŸ GiriÅŸ

Hayrettin: ’Rüştü için harcandım dedi’

 Yanıt Yaz Yanıt Yaz
Yazar
Mesaj
Hawk Açılır Kutu Gör
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 07-03-2006
Konum: Turkiye
Status: Aktif DeÄŸil
Points: 1700
Mesaj Seçenekleri Mesaj Seçenekleri   Thanks (0) Thanks(0)   Alıntı Hawk Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Konu: Hayrettin: ’Rüştü için harcandım dedi’
    Gönderim Zamanı: 11-10-2006 Saat 03:20



Bir zamanlar Galatasaray’ın kalesini koruyan Hayrettin, konuştu. Hayrettin’e göre Fatih Terim, Rüştü Reçber’nün önünü açmak için kendisini harcamış...

Türk futbolunun renkli kişilerinden biriydi Hayrettin Demirbaş. Peltek konuşması, yediği gollerden sonra başını öne eğerek ‘kısmet’ demesi ve hırsını direklerden alması onu farklı kılan unsurlardı. Hele G.Saray’ın 5-2 kaybettiği bir F.Bahçe maçında Rıdvan ve Tanju’nun boğazına sarıldığı an unutulur mu? Hatta, Avrupa Kupaları’nda Paris Saint Germain ile oynanan müsabakada yediği hatalı goller, aynı yıl G.Birliği ile yapılan ve penaltılara kalan kupa maçında arka arkaya kurtaramadığı 17 penaltı onu mizah unsuru haline getirmişti. Simoviç’in yedeği olarak hatırlansa da yıllarca G.Saray ve A Millî Takım kalesini başarıyla korumuştu Hayrettin. Kaleci antrenörünün olmadığı o günler düşünüldüğünde onun Türk futboluna verdiklerine söz söyleme hakkımız yok. Duygusal yönüyle de dikkat çeken Hayrettin, uzun süre ayrı kaldığı futbola bugünlerde teknik direktör olarak katkı yapmaya çalışıyor. Geçen senenin son 6 ayı Erzurumspor’u çalıştıran Hayrettin bu yıl Yeni Nazillispor’la kısa süren birliktelik yaşadı. Bir dönemin renkli simasının hem geçmişine yolculuk yaptık hem de gelecekteki hedeflerini öğrendik. Söze Simoviç’le giriyor Hayrettin. “Bana hiçbir şey öğretmedi.” diyor. 4 sene onun arkasında yedek beklediğini ama insanların bütün kariyeri boyunca yedek beklemiş gibi kendisini hatırladığını belirtiyor gülerek. “G.Saray’a 12 yıl hizmet ettim. Simoviç’ten sonra kaleyi aldım. Sonra bir ara Van’a kiralık gittim. Tekrar yuvaya döndüm. Fatih hoca döneminde ayrılarak Z.Burnu’na transfer oldum ve 1998 yılında futbolu bıraktım.” diyerek özetliyor kariyerini. Ancak biraz derinlere inmek istiyoruz onun futbol geçmişinin içinde. En başından, G.Saray’a gelişinden başlıyoruz: “Altay’ın futbolcusu olarak Afyon’da kiralık oynuyordum. 22 yaşındaydım. Jupp Derwall’in G.Saray’ı çalıştırdığı yıldı. 4 büyük takım da beni transfer etmek istedi. Ben G.Saray’ı tercih ettim. Ama bugün keşke F.Bahçe’yi tercih etseydim diyorum.” Böyle düşünmesinin gerekçesini de peşi sıra açıklıyor: “Fener’e gitmiş olsaydım Rüştü’nün pozisyonunda olabilirdim. Orada daha erken kaleye geçerdim. Bana daha çok sahip çıkılırdı.”

G.Saray’a ilk gittiği yıl sezon başı hazırlıklarının yapıldığı Almanya kampında çok iyi maçlar çıkarmasına rağmen kaleye Simoviç’in geçmesini bu oyuncunun ismine bağlıyor Hayrettin. “Genciz diyerek hiç ses çıkarmadık. Şu an için düşünüyorum da o kadar yedek beklemeye gerek yoktu. Kalecilik tecrübe, oynama işi. Oynaya oynaya öğrenirsin, baka baka değil. Genç yaşta yedek bekleyerek kaleci olunmazdı. Ama bekledik.” Simoviç’in kaleciliğine ise laf söylemiyor: “Altyapısı çok iyiydi. Biz de ise altyapı yoktu. Kaleci hocası yoktu. Eldiven bile doğru dürüst bulamıyorduk o yıllar.” Belki de sabretmeyi öğrendin diyoruz Hayrettin’e. “Sabrı hayat zaten öğretmişti. Babam inşaat ustasıydı. Para yoktu. Sabırlı olmayıp da ne yapacaksın. Şartlar itibariyle kalkıp isyan etmenin de bir anlamı yoktu. Oyna dediler oynadık, otur dediler oturduk. Kalk dediler, kalktık. Savaşmak lazımdı, ailemize katkı için. Biz de savaştık hayatla.”

Her şeye rağmen G.Saray’ın kendisini hiçbir zaman aç bırakmadığını söylüyor. “Doğruya doğru, o 4 sene boyunca hiç yedek kaleci muamelesi görmedim. Yöneticiler emeğimin karşılığını verdi. 14 sene aradan sonra gelen şampiyonluk var. Ben o sezon üç maç oynadım. Birini kaybetsek şampiyon olamıyorduk.”

G.Saray’da kaleye ilk Mustafa Denizli döneminde geçiyor Hayrettin. “Çok güzel günler yaşadık Denizli ile. Avrupa maçları unutulmazdı. Ben W.Bremen, E.Frankfurt, M.United gibi maçlarda kaledeydim. Mustafa hoca o günkü şartlarda bana göre çok başarılı oldu. Bu kadar transfer yapılmıyordu. Para yoktu. Onun oyuncuya güveni vardı. Çok iyi motive ediyordu bizleri. İkinci, üçüncü ligden alınan oyuncularla şampiyon olduk. Avrupa’da çeyrek final, yarı final maçları oynadık.”

Daha sonra takımın başına Feldkamp gelir. 2 sene üst üste şampiyon olurlar. Hayrettin’e, Feldkamp’ın Aksiyon’da yaptığı “Hayrettin topu tutmasını bilmiyordu.” açıklamalarını hatırlatıyoruz. “Ben o röportajı okudum. Feldkamp ayıp etti. Olur mu öyle şey? Aynı Kalli bana da ‘sen bu takımın yıldızısın’ diyordu. Çok üzüldüm. Nasıl olur kaleciliği bilmem? Ben millî takımda oynuyorum. Top tutmayı bilmiyorum, G.Saray’ın kalesindeyim. Böyle şey olur mu? Onun geldiği sene yılın kalecisi seçildim Türkiye’de.”

Feldkamp’ın ayrılmasından sonra takımı çalıştıran Safting’le problemler yaşar ve Van’a kiralık gider. Döndüğünde takımın başında Souness vardır. Sakatlanır. Sakatlığı ciddi olunca Amerikalı kaleci Friedel transfer edilir. İyileştiğinde yedek kulübesindedir. Bunu sorun etmez. 1996-97 sezonunda ise takımın başına Fatih Terim gelir. Kaleci olarak Hayrettin ve Nezihi vardır. Ancak devre arası G.Saray’dan ayrılmak zorunda kalır. Herkes G.Birliği ile oynanan kupa maçında yediği 17 penaltı golü sebebiyle ipinin çekildiğini düşünür ama olay çok daha farklıdır. “Benim olayım daha önce bitmişti. Ayrıldığımda ligde en az gol yiyen kaleciydim. Bazı olaylar vardı hocayla aramızda. O sene boş mukaveleye imza attım. Bana 10 milyarı reva gördüler. Soğukluk girdi araya.”

Gözleri buğulanıyor Hayrettin’in. Belli ki başka şeyler de yaşanmış o yıllar. Ama adeta teğet geçiyor. “G.Birliği maçından önce olan olaylara girmek istemiyorum. Fatih Terim şimdi millî takımın hocası. Aramızdaki olaylar hakkında konuşmak istemiyorum. En verimli zamanımızdaydık. İşimizden soğuttular bizi. Ayrıldım, Z.Burnu’na gittim. 1,5 sene oynadıktan sonra bıraktım. Sonra futboldan tamamen koptum. Arazimle uğraştım. Kendi kabuğuma çekildim senin anlayacağın.”

ERZURUM’DA EMEĞİMİ BİR KALEMDE SİLDİLER

Gazetecilik merakıyla Hayrettin’in anlatmak istemediği olayları deşmeye çalışıyoruz. Ancak Hayrettin’in röportajın bu anında üstüne gitmemek gerek. Her şeyi akışına bırakıyoruz. “Sonra evle araziyle uğraşırken antrenörlük diploması aldım. Derken Siirt’te Tevfik Lav’la çalıştım. Kaleci antrenörüydüm. Ardından Buca’ya gittim. Orada da bir yıl kaleci antrenörlüğü yaptım. Ardından takımı bana emanet ettiler. Geçen sene devre arası Erzurum’u çalıştırdım. Çok şükür takımı ligde bıraktık.”

Söz Erzurum’dan açılmışken Erzurum’da başkanla yaşadıkları münakaşayı hatırlatıyoruz kendisine. “Her ailede olur. Basın mensuplarına ‘büyütmeyelim’ dedim. Ondan sonra kalktılar ‘başkan silah çekti, Hayrettin başkanı dövdü’ şeklinde haber yaptılar. Yok böyle bir şey. Bir haberle 6 aylık emeğimizi silip attılar. Bizi agresif bir tip olarak gösterdiler. Biraz atıştık başkanla. Olabilir. Olayı öyle bir şekle soktular ki. Başkana tekme attı falan. Bunu okuyan hangi yönetici bize iş teklif eder? Zor durumda kaldım. Kaç tane kulüp sırf bu yüzden bana teklif yapmadı. Sen olsan başkanı döven bir teknik direktörü alır mısın?”

FATİH TERİM BENİ KATAKULLİYE GETİRDİ

Hayrettin, çoğumuzun hatırlayacağı gibi duygusal bir insandı. Peki, bu duygusallığın zararını görmüş müydü? “Çok zararını gördüm. Küsüyorsun insanlara. İnsan içine çıkmak istemiyorum. Bir dönem evime kapandım. Hele Erzurum’da yaşananlar. Takımı çok zor günde aldım. Kümede bıraktım. Tam çıkış yapacağım, sıçrama yapacağım, o çıkışımı bir kalemde siliyorlar. Fatih Terim bir anda Fatih Terim olmadı ki. Önce küçük takımlarda çalıştı. Sonra büyük takımlara geçti.” Biz istemeden sözü Fatih Terim’e getirdikten sonra yaşadığı bir anıyı anlatıyor. “Norveç’te bir millî maçtan sonra o zamanın federasyon başkanı Şenes Erzik ve yardımcısı Haluk Ulusoy’a, ‘Yabancı hoca getirmeyin. Alın size Fatih Terim’i. Türk futbolunu tanıyor. Eski külhanbeyi Fatih Terim değil. İngilizce öğreniyor. Daha bir medenileşti. Bu görevi ona verin. İçimizden biri sonra. Niye bu adama güvenip şans vermiyorsunuz’ dedim. Diyeceksin ki ‘Hayro sen söyledin diye mi Fatih hoca takımın başına geçti.’ Hayır, ama etkili olmuştur benim bu düşüncem. Biz de böyle milliyetçilik var.”

Çok çabuk ve hızlı konuşuyor. Az önce Fatih Terim ile ilgili açmadığı mevzulara gireceğini hissediyoruz. Devam ediyor. “Ha ben Fatih Terim’i sevmem. Onla olaylar oldu, o ayrı. Bana bir sürü haksızlık yaptılar. Rüştü’yü piyasaya çıkarmak için beni yediler. Ama ben bir Rasim Kara bir Fatih Terim zarar görmesin diye hep içime attım. Konuşmadım. Yüzde 1 milyon haklı olduğum davada beni haksız duruma düşürdüler. Beni silmeye çalıştılar. Sildiler de açık söyleyeyim. Benim bir röportajımı büyüttüler. Kaseti getirdim onlara, kasette de hiçbir şey bulamadılar. Ben İsviçre maçından önce demişim ki ‘yedek kalırsam oynamam.’ Geri zekalı mıyım ki böyle bir şey söyleyeyim. Oynatmadılar beni, Rüştü’yü koydular kaleye. İsviçre maçıydı, Ali Sami Yen’de 2-1 kaybettik. Sonra yalan dolanlar. Bana bir sürü haksızlıklar. Ben çıkıp söylesem. Bunların ikisi de vatan haini olacaktı. Ama ben onlar zarar görmesin diye içime attım olayları. Delikanlılık yaptım. Yapa yapa da ne hallere düştük. Hallere düştük derken ben kişiliğimden ödün vermiyorum, Allah’ıma şükür. Bizim bazı yerlere tavsiye ettiğimiz insanlar nerelere geldi. Biz hâlâ bir yerlere geleceğiz diye uğraşıyoruz, başkaları da getirmemek için uğraşıyor. Olsun ben hırsımdan bir şey kaybetmedim.”

Daha sonra Fatih Terim ve Rasim Kara’nın onu yedek bıraktığı söz konusu röportajda neler söylediğini anlatıyor: “Ben Van’da oynuyordum o sene. Ama millî takımdaydım. Röportajda ‘Engin’le aynı ayarda kaleciyim, Rüştü de arkadan geliyor. O ileride çok iyi bir kaleci olacak’ dedim. Bu röportaj olay oldu. Beni millî takımdan çıkardılar. Her şey sahada belli olur diyorduk. Ama bunlar masa başında Rüştü’yü kafaya koymuşlar. Van’da olmamdan da yararlandılar ve yediler beni. Arkamdan konuştular. Biz insanlık yaptık. Zarar görmesinler dedik. Konuşmadık.”

Van’dan sonra G.Saray’a döndüğünde takımın başında Fatih Terim vardır. Hayrettin millî takımda yaşadıkları problemleri bildiği için daha sezon başında Fatih hocanın huzuruna çıkar. “Hoca dedim, aramızda kopukluk var, beni istemiyorsan delikanlı gibi açık açık söyle. Ben de yolumu çizeyim. O ‘problem yok’ dedi bana. Ben boş mukaveleye imza attım. 10 milyar yazıyorlar karşılığında. Herkesin 200, 300 milyar aldığı bir sezonda, bu hak değil, adalet değil. Bana problem yok dedi ama arkamdan yönetime ne söyledi? Bilmiyorum ki. İnsan mert olacak. Bir oyuncuyu istemiyorsan, ben senle çalışmak istemiyorum dersin. Gerek yok kata kulliye. Biz de hocalık yapıyoruz. Ben hayatım boyunca hep içime attım olayları. Bunları çıkıp televizyonlarda söylesem yerin dibine girecektiler. Ama biz onlar yücelsinler diye hep sustuk. Olay bu.”

Bir hışımla Fatih hoca ile yaşadığı problemleri anlatan Hayrettin’in G.Saray’da yaşadığı ilginç maçlar da vardı. Özellikle PSG maçında yediği hatalı goller hâlâ unutulmadı. “İlk maçta çok kötü goller yedim. Maç öncesi moralim çok bozuktu. Fatih hoca ile konuşmak istedim. Ama benle konuşmadı. O gün yaşadığım bir olay vardı. Kafam o olayda. (Bu arada o olayın kardeşinin karıştığı bir adam yaralama olayı olduğunu öğreniyoruz.) Maçta Hakan ve Tugay’ın attığı gollerle öne geçtik. Sonra adamlar 30 metreden bir gol attı. Sonra 18 içinden kalenin koruduğum tarafından çok yumuşak gelen bir kafa topunu yedim. Çok kötü iki goldü. 4-2 kazandık ama rövanşta 4-0 yenildik. Tabii hedefteki adam ben oldum.”

G.Birliği ile oynanan kupa maçını ise geçiştiriyor Hayrettin. “Bunu nasıl anlatayım. Tam 17 penaltıdan hiçbirini tutamadım. En sonunda bizim takımdan İlyas kaçırdı da bu çile bitti. Kötü bir gündü.” F.Bahçe’ye 5-2 yenildikleri bir maçta Tanju ve Rıdvan’ın boğazına sarılmasını ise, “Ben F.Bahçe’li yönetici Ömer Çavuşoğlu yüzünden F.Bahçe maçları öncesi kendimi aşırı motive ediyordum. Ama hep de bu maçlarda çok gol yedim. O maçta da öyle bir olay oldu. Şimdi olmasaydı daha iyi olurdu diyorum ama o günkü şartlarda oldu işte.”

EZİLEREK YÜKSELMEK İSTİYORUM

Hayrettin’in amacı iyi bir teknik direktör olmak. Bunun için planlı ve programlı hareket ediyor. Geçen yıl Erzurumspor’u seçmesinin sebebini de şöyle açıklıyor: “Amacım kendimi sınamaktı. Erzurum zor şartların olduğu bir kent. Kendi kendime dedim ki bu işi bu şartlarda, bu takımda başarırsam bu işten gelecekte ekmek yerim, bir yerlere gelebilirim. Allah’a şükür, 14 maçta 22 puan toplayarak takımı kümede bıraktık. O karda kışta hiçbir oyuncuyu sakatlamadan antrenmanlar yaptık. En son başkanla yaşadığım hadise olmasa her şey çok daha iyi olacaktı ama...”

Gerek futbolculuk, gerekse teknik direktörlük hayatında bir yerlere gelmek için ezilmeyi göze aldığını dile getiren Hayrettin, “Ben diyorum ki bir yerlere geleceksek ezilerek gelelim. Bazı insanları devreye sokarak bir yerlere gelmeyelim. Hep tırnaklarımla kazıyarak bir yerlere geldim. Antrenörlükte de bu böyle. Siirt’e gittim, Buca, Erzurum... Bazı şeyleri hep sindire sindire elde ettim. Bu ligler Süper Lig’den daha zor geçiyor. Bu şartlarda bunları başarıyorsam, yarın Süper Lig’de işim çok daha kolay olur.”

Eski kaleci Hayrettin çalıştırdığı takımlara nasıl bir futbol oynatıyor? “Tarzım şu: Benim futbolcularımın kendine güveni sonsuz olacak. Futbolcu sahada savaşacak. Mücadele edecek. Kaybederse de böyle kaybedecek.” Fatih Terim’in tarzını hatırlatıyor dediğimizde ise, “Hayır bu benim tarzım. Ben her hocanın iyi tarafını alırım. Fatih Terim’in de iyi tarafları var. Bu iş aç bir iş. Herkesten bir şey öğrenmen lazım.”

Hayrettin’e son olarak bir gün G.Saray’ı çalıştırmak ister misin diye soruyoruz. O da tek kelimeyle bizi cevaplıyor: “Nasip.”

G.saray’da Simoviç’in arkasında 4 yıl yedek bekleyen hayrettin, “O bana hiç bir şey öğretmedi” diyor. Futbolu bıraktıktan sonra bir süre inzivaya çekilen hayrettin, bugünlerde takım arıyor.

Kaynak: Aksiyon
Yukarı Dön
 Yanıt Yaz Yanıt Yaz

Forum Atla Forum İzinleri Açılır Kutu Gör



Bu Sayfa 0.330 Saniyede Yüklendi.