Servet Çetin, özel Röportaj |
Yanıt Yaz |
Yazar | ||||||||||
S3Z3R
Moderator Kayıt Tarihi: 31-03-2007 Status: Aktif Değil Points: 820 |
Mesaj Seçenekleri
Yanıt Yaz
Alıntı S3Z3R
Bu mesaj kurallara aykırıysa buradan yöneticileri bilgilendirebilirsiniz.
Gönderim Zamanı: 12-08-2008 Saat 10:55 |
|||||||||
Galatasaray'ın karizmatik defans
oyuncusu, Milli Takımımız'ın gururu Servet Çetin, özel hayatından
çocukluk günlerine kadar kendi hakkında bilinmeyenleri Elele'ye
anlattı! ''Hiç aşık olmadım'' diyen futbolcu, kadınlara bir türlü
güvenemediğinin de ısrarla altını çiziyor!
Milli Takım sayesinde bu sene hepimiz coştuk! Futbolu hiç
sevmeyenlerimiz bile, Milli Takım'ın başarılı futbolu karşısında ekran
önünden ayrılamadı! Hal böyle olunca, konu toplantımızda, Milli
Takım'dan kiminle röportaj yapalım sorusu gündeme geldi. Herkesin ağız
birliği etmişçesine Servet Çetin'in adını vermesi elbette boşuna
değildi!
Sert bakışları, karizmatik duruşuyla Servet, son zamanlarda pek çok kadının gözdesi! Ayrıca, hem Galatasaray'ın şampiyonluğunda, hem de Milli Takım'ın yarı finale yükselmesinde şüphesiz payı büyüktü. Sonuç olarak, vücudunda kırılmadık yer kalmayan, ama sahalarda top koşturmak için kendini parçalayan bu cesur yürek ile evinde buluşmaya karar verdik! Bize Acarkent'te, dekorasyonunu kendi yaptığı yeni evinde; 1.92'lik boyu, manken gibi vücudu ile David Beckham'a taş çıkartır cinsten pozlar verdi. Her ne kadar ülkemizde futbolcuların stil ikonu olmasına alışık olmasak da Servet, tarzıyla bir stil ikonu olmaya aday! Yakında Servet şapkaları, Servet küpeleri, Servet pantolonları diye bir moda akımı başlarsa, sakın şaşırmayın! Evet, bu sene oynadığı futbol gerçekten etkileyiciydi; ama Servet'i Servet yapan aslında o sert görünüşü, her zaman defansta görünen yapısının altında yatan hassas, efendi, olgun ve hırslı yapısı!
Euro 2008'de yarı finale çıktık. Süper bir takım, süper bir kadroydu.
Siz ise sakat olduğunuz halde harika bir oyun çıkardınız. Başa
dönersek, futbol maceranız nasıl başladı?
Futbola başlamam enteresan oldu. Ben
Kartalspor altyapısına kaydolmuştum. Ama antrenmanlar Cevizli'de
yapıldığı için trenle gidip geliyordum. Tabii maddi olanak da olmadığı
için, trene kaçak binmem gerekiyordu. Biraz korktum bu durumdan ve
lisansımı geri aldım. Sonra ağabeyim başvurdu takıma. O oynarken, bir
gün eve hocası telefon açtı. Ben çıktım telefona, ağabeyim evde yoktu.
Önemli bir maç varmış. ''Siz top oynamayı biliyor musunuz'' dedi, ben
de ''biliyorum'' dedim. Aldım çantamı, oynadım o gün hazırlık maçında.
Beğendiler beni, böylece Kartalspor'da başladım futbola.
Iğdırlısınız ve 11 kardeşsiniz. Zor bir çocukluk muydu sizinki?
Ben 1 yaşındayken Iğdır'dan İstanbul'a gelmişiz. 8 tane ablam var, 3
erkek kardeşiz. Babam asgari ücretle çalışıyordu ve çok fazla
karşılayamıyordu giderlerimizi. Zor zamanlar geçirdik. Şimdi imkanlar
değişti ama bunun dışında hiçbir şey değişmedi. Ama insanlar param
olmadığı zamanlardaki gibi davranmıyor, bakışlar bile değişti. Çok kötü
bir şey bu! Ben şükrediyorum; iyi ki bu şartlarda büyümüşüm.
Balık burcusunuz. Bu burcun erkekleri hayalci olur. En uçuk hayaliniz ne?
Tek isteğim, iyi bir futbolcu olmak, iyi paralar kazanmak, ailemi ve
kendimi insanlara muhtaç etmemek! Fazlasında gözüm yok. İyi yerlerde
olmak istiyorum ama çok uçları da hayal etmiyorum.
Dışarıdan sert biri gibi görünüyorsunuz ama sizi tanıyınca hiç de öyle olmadığınız belli oluyor...
Evet, beni tanıyanlar dışarıdan göründüğüm gibi biri olmadığımı
söylüyorlar. Aslında çok duygusalımdır. Her şeyi ince ince düşünürüm.
Çok gezen tozan bir tip değilim. Gece hayatını sevmiyorum. Toplasanız
şimdiye kadar 5-6 kere çıkmışımdır.
Türkü merakınız varmış...
Evet, çocukluğumdan beri türkü dinlemeyi çok severim. Maçlara da türkü
dinleyerek konsantre oluyorum. Farklı farklı türküleri iPod'lara
yüklüyorum. Sıkıldığım zaman değiştiriyorum. Türkü evlerine de çok
giderim.
Reklamlar sayesinde annenizle de tanışmış olduk. Annenizle aranız nasıl?
Annemle ve bütün ailemle aram çok iyi. Onlar Kartal'da oturuyor, sezon
süresince kulüpte kaldığım için çok sık gidemiyorum. Ama aileme çok
bağlıyım.
Anneniz size en çok neden kızar?
Küpeme kızıyor. Bazen kıyafetlerime de kızıyor. Yırtık pantolon falan
giydiğim zaman çok kızıyor. Hatta küpeyle ilgili enteresan bir anım
var. Ben sakatlanmıştım, Almanya'da tedavi oluyordum. Daha önceleri de
''erkek adam küpe takar mı'' diyenlerden biriydim. Orada ne olduysa,
artık psikolojim mi bozuldu bilemiyorum, halamın çocukları küpe
taktılar kulağıma, ben de bir şey demedim, bir süre sonra da alıştım.
İstanbul'a döndüğümde kapıyı annem açtı. Kulağımdaki küpeyi görünce ''O
ne öyle, hiç sana yakışıyor mu'' diye söylenmeye başladı. Ben de,
''Doktor ameliyat sırasında takmış, kan dolaşımını sağlaması için bir
ay kalması gerekiyormuş'' dedim ve öyle kandırdım annemi.
Kafa atmada çok başarılısınız. Peki, kafanızı başka nelere çalıştırmayı seversiniz?
Geçen sene inanılmaz derecede yoğun bir maç temposu yaşadık. Böyle
olunca, konsantre olmak zor oluyor. Bir de, bu işi biraz da para için
yaptığımız için, geleceğimi nasıl garanti altına alabilirim diye
düşünüyorum. Yarın oynar mıyız, oynamaz mıyız belli değil.
Sakatlıklarım var. Bu yüzden kazanabildiğim kadar kazanıp en iyi
şekilde yatırım yapmak istiyorum!
Düzenleyen OSCAR - 12-08-2008 Saat 10:55 |
||||||||||
|
||||||||||
Yanıt Yaz | |
Tweet |
Forum Atla | Forum İzinleri Kapalı Foruma Yeni Konu Gönderme Kapalı Forumdaki Konulara Cevap Yazma Kapalı Forumda Cevapları Silme Kapalı Forumdaki Cevapları Düzenleme Kapalı Forumda Anket Açma Kapalı Forumda Anketlerde Oy Kullanma |