Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat

Bilgi Güvenliði Yönetim Sistemi (BGYS) – 2 !

Nereden Yazdırıldığı: Bilginin Adresi
Kategori: Bilgisayar Güvenliði / Computer Security
Forum Adı: Güvenlik / Security Makaleleri
Forum Tanımlaması: Bilgisayarýnýzý Her Türlü Saldýrýya Karþý Korumak Ýçin Yapmanýz Gerekenler
URL: https://www.bilgineferi.com/forum/forum_posts.asp?TID=7668
Tarih: 22-11-2024 Saat 07:09


Konu: Bilgi Güvenliði Yönetim Sistemi (BGYS) – 2 !
Mesajı Yazan: megabros
Konu: Bilgi Güvenliði Yönetim Sistemi (BGYS) – 2 !
Mesaj Tarihi: 08-06-2009 Saat 13:58

Yönetim Sorumluðu, BGYS Ýç Denetimleri, BGYS’in Yönetim Tarafýndan Gözden Geçirilmesi, BGYS Ýyileþtirmeleri

Yönetimin, ISO/IEC 27001 standardýndaki Madde 5 ile uyumlu olarak; BGYS’nin kurulmasý,
gerçekleþtirilmesi, iþletilmesi, izlenmesi ve gözden geçirilmesi, sürekliliðinin saðlanmasý ve iyileþtirilmesinde üstlendiði prosesler ve faaliyetler için var olduðunu kanýtlamasý önemlidir. bilgi güvenlik politikasýnýn tesisinden baþlayarak, hedeflerin belirlenmesi, rollerin ve sorumluluklarýn verilmesi, bilgi güvenlik yönetiminin öneminin iþe iletilmesi, kaynaklarýn BGYS için tedarik edilmesi, yönetimin gözden geçirme sürecini uygulayarak risk kabul ölçütüne ve kabul edilebilir risk seviyesine karar verilmesi; gerçek, pozitif, þeffaf destek verilen ve kendisini adamýþ bir yönetime ihtiyaç gösterir.

Yönetim kararlarýnýn yazýya dökülmesi ve yazýya dökülen bu kararlarýn, kendisini iþe adamýþ olan kuruluþun bilgi güvenliði yönetim prosesine sahip olduðunu kanýtlamasý için gösterilmesi amacýyla kullanýlabilir.
Kuruluþ BGYS standardýnda tanýmlanan gereksinimlerin ve proseslerin gerçekleþtirilmesi için yeterli kaynaklarý saðladýðýndan emin olmalýdýr. Bu husus, Madde 4 ila Madde 7’de tanýmlananlarýn tümünü içerir.

Kuruluþ, kaynaklarýn ISO/IEC 27001’deki Madde 5.2’ye uygun olarak doðru bir biçimde yönetilmesini de temin etmelidir. Kaynaklarýn gerekli olduðu bazý faaliyetler bulunmaktadýr: Risk belirlemede kullanýlacak kaynaklar, kontrollerin gerçekleþtirilmesi için gerekli olan kaynaklar, eðitim (aþaðýdaki paragrafa bakýlmalýdýr.) ve BGYS bir kez kurulduktan sonra onu güncel tutmak ve iþ için her gün etkin olmasýný saðlamak için gerekli olan kaynaklar. Bu faaliyetlerin her birisi için, yeterli kaynaðýn tahsis edilmesini destekleyen planlar da hazýr olmalýdýr.

Kuruluþ, eðitim ve farkýndalýk gereksinimlerini tanýmlamalý ve BGYS’in etkin olduðunu ve söz konusu bu bilgi güvenliðinin günlük olarak pazarlandýðýnýn uygun bir biçimde bildirilmesini temin etmek amacýyla tüm kullanýcýlara, kuruluþun idari personeline ve yöneticilere uygun eðitim verilmelidir.

Verilecek eðitim, bilgi güvenliði için rol ve iþlev ile belli sorumluluklarla orantýlý olmalýdýr. Genel eðitim ve farkýndalýk programýnýn bir parçasý olarak, kuruluþ bilgi güvenlik yönetimini içine almalý ve eðitilen kiþilere doðru rollerin ve sorumluluklarýn verildiðinden ve rol ve sorumluluk verilen bu kiþilerin bilgi güvenlik yönetimi konularýyla uðraþacak yeterlikte olduklarýndan emin olmalýdýr. Burada geçen yeterlik düzeyi, herkesin sahip olmasý gereken basit anlama ve yeterlik düzeyinden parola kullanýmý, fiziki güvenliðin temelleri, elektronik postanýn doðru kullanýmý, virüslerden korunma, vs. tüm çalýþanlarýn sahip olmasý beklenmeyen daha karmaþýk yeterlik düzeyine örnek: koruma duvarý oluþturulmasý, bilgi güvenlik ihlal olayý iþlem sürecinin yönetilmesi, vb. kadar olabilir.

Kuruluþ içerisinde eðitime katýlan personelin eðitim kayýtlarý, personelin beceri düzeyinin genel hatlarýyla ortaya konulmasý ve kuruluþ içerisinde gerçekleþtirilen eðitim faaliyetlerinin kanýtlanmasý için muhafaza edilmelidir. Eðitimin ne kadar etkili olduðunun ve düþünülen hedeflere ulaþýlýp ulaþýlmadýðýnýn deðerlendirilmesi için de bu kayýtlar önemlidir.

BGYS Ýç Denetimleri

Ýç BGYS denetimleri (Bu denetimler üçüncü tarafýn yaptýðý denetimler olmayýp kuruluþ tarafýndan yapýlan denetimlerdir.) yapýlmasý ISO/IEC 27001’in 6’ncý maddesi gereðince bir zorunluluktur. Kuruluþ, kontrol hedeflerinin, kontrollerin, prosedürlerin ve proseslerin tanýmlanan güvenlik gereksinimlerini karþýlayýp karþýlamadýðýný ve yürürlükteki yasal mevzuatla uyumlu olup olmadýðýný tespit etmek için BGYS denetimleri yapmalýdýr.

BGYS denetimleri ayný zamanda kontrollerin etkin bir biçimde gerçekleþtirilip gerçekleþtirilmediðini; kontrol hedeflerinin, kontrollerin, prosedürlerin ve proseslerin beklenildiði þekilde iþe yarayýp yaramadýðýný da ortaya koymalýdýr. Kuruluþun BGYS denetimlerini ne zaman yapýlacaðýna iliþkin planlarý olmalý ve planlama sorumluluðu, denetimlerin yapýlmasý ve sonuçlarýn kayýt altýna alýnmasý yazýya dökülmelidir. BGYS iç denetimleri, denetçinin tarafsýz olmasý, dokümantasyonun ve sonuçlarýn rapor edilmesi gibi tüm denetimlerde görülen gereksinimlerle uyumlu olmalýdýr.

BGYS’in Yönetim Tarafýndan Gözden Geçirilmesi

Yönetimin, ISO/IEC 27001 standardýnýn 7’nci maddesine göre kuruluþun BGYS’nin belirlenen bir plan ve gözden geçirme programýna göre incelemesi önemlidir. BGYS’nin gözden geçirilmesi, BGYS’nin iyileþtirmeler ve deðiþiklikler yapýlýp yapýlmamasýna ihtiyacý bulunup bulunmadýðý konusunda kuruluþun tespitte bulunmasýný ve karar vermesini saðlar.
Kontrol et aþamasý BGYS’nin, hâlâ geçerli olup olmadýðý ve yeterli bilgi güvenliði saðlayýp saðlamadýðýný tespit etmek ve deðerlendirmek için BGYS’nin ve deðiþen tehdit durumunun iþ ve iþletim ortamýndaki deðiþikliklerinin izlenmesi ve gözden geçirilmesi üzerinde durur. Durumun gözden geçirilmesinden sonra, bazý ilke ve iþlemlerin eklenmesi/deðiþtirilmesi/geliþtirilmesi; ya da bazý teknik kontrol önlemlerinin eklenmesi/deðiþtirilmesi/geliþtirilmesi gerekebilir anlamý çýkar.
Düzenli olarak BGYS’nin gözden geçirilmesi ve denetimi yapýlmazsa; BGYS güncelliðini, etkinliðini yitirebilir ve kuruluþun karþýlaþacaðý risklerin yönetiminde yetersiz kalabilir. Bunun sonunda da kuruluþ, artýk daha fazla iþe yaramayacak olan bir BGYS’ye yatýrým yapmýþ olur.
Kuruluþun göz önüne almasý gereken çeþitli denetim ve gözden geçirme yollarý vardýr: Ýlk taraf denetimi ve gözden geçirmesi (ör: BGYS iç denetimi), ikinci taraf denetimi ve gözden
geçirmesi (örnek: bir müþteri gereksiniminden doðan gereksinim ya da sözleþmeden kaynaklanan düzenleme) veya üçüncü taraf denetimi ve gözden geçirmesi (ör: baðýmsýz üçüncü taraf belgelendirme kuruluþu tarafýndan yürütülen bir BGYS belgelendirmesi)

ISO/IEC 27001’de Madde 7.2 ve Madde 7.3, yönetsel gözden geçirmelerin giriþ ve çýkýþlarý için belirgin gereksinimler tanýmlar. Kuruluþun, gözden geçirmeler için yeterli ve doðru bilgiyi girdiðinden emin olmasý,doðru kararlarýn alýnmasý ve uygun eylemlerin yapýlmasýný saðlamasý bakýmýndan önemlidir.

Kuruluþlar, yönetsel gözden geçirmelere sahip olma gayretine gireceklerse, bu durumda zaman ve kaynak kaybýna neden olmadan doðru kararlarý alabilmesi için yeterli bilgiye sahip olmalarý önemlidir. Kuruluþun üçüncü taraf sertifikasyonuna gidip gitmemesi bir yönetim kararýdýr; ancak zorunlu deðildir.

Bununla birlikte, BGYS standardýnýn 1 ila 8’inci maddelerinde belirtilen gereksinimlerin tümü sertifikasyon için zorunludur.

 

BGYS Ýyileþtirmeleri

Risk, iç ve dýþ koþullardan etkilenerek sürekli olarak deðiþir. Bundan dolayý “Kontrol et aþamasý”nda tanýmlanan deðiþikliklere karþýlýk olarak yapýlan gözden geçirmeler ile risk ortaya çýkmadan önce riski yönetmek önemlidir. Kuruluþ ISO/IEC 27001 Madde 8.2 ve 8.3’de tanýmlandýðý þekilde, tanýmlanan her türlü BGYS iyileþtirmesini gerçekleþtirecek ve alýnmasý gereken düzeltici ve önleyici önlemleri gösteren prosesleri önceden belirlemelidir.

Kuruluþ BGYS’nin gerçekleþtirilmesinde ve iþletilmesindeki uyumsuzluklarý tanýmlamalý, bu uyumsuzluklarýn nedenlerini tespit etmeli ve uyumsuzluklarla tekrar karþýlaþýlmamasý için gereken düzeltici önlemleri almalýdýr.

Bu önlemlerin öngörülen hedefin elde edilmesini saðlamasý için sonuçlar kayýt altýna alýnmalý ve gözden geçirilmelidir.

Yukarýda sayýlanlara ek olarak kuruluþ, BGYS gereksinimleriyle ortaya çýkabilecek olasý uyumsuzluklar ile bu uyumsuzluklarýn nedenlerini tanýmlamak için gerekli olan önlemleri de tespit etmelidir. Bu önlemlerin alýnmasý ihtiyacý deðerlendirilmeli ve önlem alýnacaksa, önce bu önlem tanýmlanmalý ve sonra da tanýmlanan bu önlem alýnmalýdýr. Burada özellikle, önlemin alýnacaðý yerin büyük bir olasýlýkla, riskli bir ortam olacaðý düþünüldüðünde, risk durumundaki deðiþiklikler de dikkate alýnmalýdýr. Bu tür önlemlerin sonuçlarý, önlemlerin uygun olup olmadýðý ve öngörülen hedeflerin elde edilmesini saðlayýp saðlamadýðýnýn deðerlendirilmesi için kayýt altýna alýnmalý ve sonradan gözden geçirilmelidir.Sosyal Mühendislik

Giriþ

Ýletiþim insanlarýn birbirlerini etkileme ve birbirlerinden etkilenme yoludur (Krauss ve Fussell). Ýletiþim sürecinin amacýna odaklanarak yapýlan bu ve benzeri birçok tanýmda, iletiþimin temel iþlevinin “hedef üzerinde belirli bir etki yaratmak” olduðu vurgulanmaktadýr. Diðer bir deyiþle,iletiþimde varýlmak istenen nokta, hedef kitlede kaynaðýn amacýna hizmet edecek bir etki yaratmaktýr. Bu nedenle sosyal etki ve ikna, hem kuramsal hem de uygulamalý iletiþim çalýþmalarýiçinde en çok ilgi gören konularýn baþýnda gelmektedir. Reklam çalýþmalarýnda ürünün satýþýný artýrmak ve hedef kitlede ürünle ilgili tutum deðiþimi yaratmak için, politikada adaylarýn oy kazanmak için seçmenlerde tutum oluþumu ve deðiþimi yaratabilmeleri için ve örgütlerde baþarýlý halkla iliþkiler projeleri yürütebilmek için kullanýlan temel araç “ikna” dýr. Uyuþturucu ve alkol baðýmlýlýðý gibi bireysel boyutta olduðu gibi toplumsal açýdan da büyük önem taþýyan sorunlarla baþ etmede de etkili ikna tekniklerine gereksinim duyulmaktadýr.
Günlük yaþantýmýzda da, aile üyelerini, arkadaþlarýmýzý ikna etme, etkileme çabasý içindeyizdir (Severin ve Tankard).
Bu çalýþmada, öncelikle, yukarýda sözü edildiði gibi, iletiþim çalýþmalarý içinde hem uygulamalý hem de kuramsal açýdan yadsýnamaz bir öneme sahip olan “ikna”nýn ne olduðu ve nasýl tanýmlanabileceði üzerinde durulmaktadýr. Ardýndan, kýsaca ikna çalýþmalarýnýn tarihçesine deðinilmekte, son olarak da, temel ikna tekniklerinin neler olduðu ve bu tekniklerin hedef üzerinde yarattýðý etkinin altýnda yatan nedenlerin neler olduðu üzerinde durulmaktadýr.

Ýknanýn Tanýmlanmasý

Ýknaya iliþkin birçok taným yapýlmaktadýr. Brembeck ve Howell’e (1952)göre ikna “önceden belirlenmiþ sonuçlara ulaþmak amacýyla, bilinçli olarak, insan güdülerinin manipülasyonu yoluyla düþünce ve eylemlerin deðiþtirilmesi giriþimi” dir. Ayný bilim adamlarý 1976’da iknayý çok daha yalýn bir ifadeyle tanýmlama yoluna giderler ve ikna için “bireylerin seçimlerini etkileme amaçlý iletiþim”þeklinde bir taným yaparlar. Reardon iknayý “Ýkna çabasý içinde olan bireyin,çeþitli duygusal ve biliþsel teknikler yoluyla bir baþka bireyin belirli bir davranýþ, inanç ya da tutumu benimsemesine rehberlik etmek” þeklinde tanýmlar. Raven ve Haley ise iknayý, “Bir bireyin etkisiyle birey ya da bireylerin biliþ, tutum ya da davranýþlarýnda deðiþiklik yaratýlmasý” þeklinde tanýmlarlar. Bu ve benzeri tanýmlarýn ortak noktalarýndan yola çýkarak iknayý kýsaca,kaynak kiþi ya da kiþilerin, hedefin belirli bir ürün, birey ya da görüþe ili kin olumlu bir tutum oluþturmasýný ya da var olan tut munu de iþtirmesini sa lama yönündeki çabasý olarak tanýmlayabiliriz.
Ýkna edici iletiþim, bir birey, düþünce ya da olaya iliþkin tutum deðiþimi yaratmak amacýyla gerçekleþtirilen iletiþim olarak tanýmlanabilir (Lord)

Ýkna Çalýþmalarýnýn Tarihçesi

Aristo’nun klasikleþmiþ çalýþmasý rhetoric iknaya iliþkin ilk önemli çalýþma olarak kabul görmektedir. Aristo, yýllar önce, bilimsel olarak günümüzde yeni yeni keþfedilmiþ ve kanýtlanmýþ birçok önemli bilgiyi kaleme almýþ, iknada “konuþmacýnýn kiþiliðinin”, “hedefinözelliklerinin” ve “konuþmanýn özelliklerinin” mesajýn ikna gücü üzerindeki etkilerinden söz etmiþtir (Petty ve Cacioppo, 1981).
Ýletiþim çalýþmalarýnda, iknayla ilgili temel bilgi birikimi büyük oranda Allport’un “bireyin, düþünce, duygu ve davranýþlarýnýn, diðerlerini etkileyiþ ve di erlerinden etkileniþ biçimini anlama ve açýklama çabasý” olarak tanýmladýðý Sosyal Psikoloji’den gelmektedir. Çaðdaþ ikna çalýþmalarýnýn kökü Carl Hovland ve arkadaþlarýnýn Yale Ýletiþim Araþtýrmalarý projesi kapsamýnda 1950’lerde propaganda teknikleri üzerine yürüttükleri çalýþmalara dayanmaktadýr (Hovland vd.,).
Tutumlarýn öðrenme yoluyla kazanýldýðýný savunan Hovland, buradan hareketle ikna çalýþmalarýný Öðrenme Kuramý’na dayanarak yürütür, öðrenerek kazanýldýðýna göre tutumlarýn yine ayný yolla, öðrenme yoluyla deðiþtirilebileceðine inanýr. Savaþ sýrasýnda orduda grup ruhunun uyandýrýlmasý,takým çalýþmasýnýn yüreklendirilmesi, askerlerde düþmana karþý kin ve nefret duygularýnýn uyandýrýlarak savaþmaya yönelik bir güdülenmenin oluþturulmasý amacýyla çeþitli araþtýrmalar yürütülür (Zimbardo ve Leippe, 1991).Savaþtan sonra Yale Üniversitesi’nde Yale Ýletiþim Araþtýrmalarý Programý ný kuran Hovland ve arkadaþlarý, iknanýn gerçekleþmesi için tek bir uyarýcýnýn ya da tek bir ögenin yeterli olmadýðýný,iletiþim sürecinin tüm aþama ve ögelerinin tutum deðiþiminin gerçekleþmesi üzerinde etkili olduðunu öne sürmüþlerdir. Bu yönde kapsamlý araþtýrmalara giriþen Hovland ve arkadaþlarýnýn yaklaþýmý Mesaj Öðrenme Yakla ýmý (Message-Learning Approach) olarak adlandýrýlmaktadýr (Franzoi, 1996).
Hovland ve arkadaþlarýnýn çalýþmalarýnýn öncülüðünde,Biliþsel Tepki Yoklanýmý(Cognitive-Response Approach (Chaiken, 1987),Ayrýntýlý Ýnceleme Olasýlýðý Modeli (Elaboration-likelihood model (Petty ve Cacioppo, 1986),Geçiþtirme-Vurgulama Modeli (Intensify/downplay model) (Rank, 1976) gibi iknaya iliþkin birçok farklý kuramsal yaklaþým geliþtirilmiþtir ve günümüzde de, bu yaklaþýmlarýn da etkileriyle, konuya yepyeni bakýþ açýlarýyla yeni açýlýmlar kazandýrýlmaktadýr.Tarihçeden söz ederken, yukarýda deðinilen çalýþmalarýn yanýnda Þerif’in (1936) “otokinetik etki deneyi”, Asch’in (1956) “çizgiler deneyi” gibi, itaat ve uyma ile ilgili temel araþtýrmalarýn da ikna çalýþmalarý için öncü niteliði taþýdýðýný da önemle belirtmek gerekir.

Temel Ýkna Teknikleri Ve Etkileri

Gerek iþ yaþamýnda, gerekse günlük yaþamda bilinçli ya da bilinçsizce birçok farklý ikna tekniði kullanýrýz.Ýkna edici olabilmek için, elimizdeki bilgiyi ve kanýtlarý iyi yapýlandýrmalý, örgütlemeli, kontrol deðiþkenlerini dikkate almalý, ayný zamanda, dýþ görünüþümüze, konuþma tarzýmýza ve beden dilimize kadar kendimizle ve iletiþim baðlamýyla ilgili birçok faktörü de göz önünde bulundurmalýyýz. Ýknaya giden yolun, birçok temel kuramsal yaklaþýmda da vurgulandýðý gibi, iletiþim sürecinin ögelerini mesaja uygun bir þekilde manipüle etmek olduðu açýktýr. Bu bakýþ açýsýyla, temel ikna teknikleri dendiði zaman akla, ikna sürecini kolaylaþtýrdýðý ve hýzlandýrdýðý bilinen belli baþlý bazýkaynak, mesaj, araç, kanal ve hedefle ilgili deðiþkenler gelebilir (örneðin, kaynaðýn güvenilirliðinin artýrýlmasý, mesajýn kanýt içermesi gibi). Bu çalýþmada bu genel teknikler deðil, doðrudan uygulamaya dönük, yaygýn olarak kullanýlan teknikler üzerinde durulmaktadýr. Burada yer verilecek olan dokuz temel ikna tekniði, kuramsal çalýþmalar yoluyla etkileri kanýtlanmýþ olan, profesyonel yaþamda olduðu gibi günlük yaþamda da sýkça kullanýlan tekniklerdir.
Bu teknikleri tek tek alt baþlýklar yardýmýyla açýklamadan önce toplu halde maddeleyerek sunmak yararlý olabilir. Metinde yer alýþ sýralarýna göre sözü edilen 9 temel ikna tekniði þöyledir,
1.     • Önce küçük sonra büyük rica tekniði
2.     • Önce büyük sonra küçük rica tekniði
3.     • Gitgide artan ricalar tekniði
4.     • Sadece o deðil veya satýþý tatlandýrma tekniði
5.     • “Evet- evet tekniði”
6.     • “Acaba” deðil “hangi” tekniði
7.     • Soruya soruyla yanýt verme tekniði
8.     • Yer etme tekniði
9.     • Borca sokma tekniði

“Önce Küçük Sonra Büyük Rica” Tekniði

Üzerinde belki de en çok araþtýrma yürütülmüþ ve etkisi sorgulanmýþ olan bu teknik Freedman ve Fraser (1966) tarafýndan literatüre kazandýrýlmýþ, birçok araþtýrmaya ve kitaba konu olmuþtur (Örn.:Beaman vd., 1983; Burger, 1999; DeJong, 1979; Fern, Monroe ve Avila, 1986; Weyant, 1996) Ýngilizce’de “foot in the door” olarak geçen teknik, ayný zamanda “azýcýktan bir þey olmaz” ya da “kademeli etki tekniði” olarak da Türkçe’ye uyarlanmaktadýr (bilgin, 2000: 115). Ardýþýk rica tekniklerinden (sequential request technique) biri olan bu teknikte kaynak hedeften önce küçücük, onu zora sokmayacak, kabul edilme olasýlýðý yüksek bir talepte bulunur. Ardýndan da adým adým daha büyük taleplerde bulunma yolunda ilerler. Freedman ve Fraser (1966) bu tekniðin etkisini sýnadýklarý araþtýrmalarýnda 156 ev kadýnýndan bir dergi için demografik bilgi içeren, fazla zamanlarýný almayacak birkaç soruya yanýt vermelerini isterler. Bu sorulara yanýt aldýktan sonra, kadýnlardan evde kullandýklarý temizlik ürünleriyle ilgili 8 soruya daha yanýt vermeleri istenir. Üç gün sonra, ayný kadýnlar tekrar aranýr ve onlardan ilkine nazaran daha büyük bir ricada bulunulur: evlerine yapacaklarý, evin her yerini gezip, kullandýklarý malzemeleri belirlemek amaçlý iki saat sürecek ziyareti kabul edip etmeyecekleri sorulur. Araþtýrma sonucunda, büyük ricadan önce küçük ricanýn sunulduðu deney grubundaki kadýnlarýn %50’sinin; küçük rica olmaksýzýn doðrudan büyük ricanýn sunulduðu kontrol grubundaki kadýnlarýnsa sadece %’inin büyük ricayý kabul ettiði görülmüþtür. Bu tekniðin etkisinin altýnda taahhüt, tutarlýlýk beklentisi ve benlik algýsýnýn rolü olduðu söylenmektedir.
Ýlk kabulde bir tür taahhütte bulunduðu algýsý içine giren birey, bunun verdiði sorumluluk duygusuyla ardýndan gelen ricalarý da kabul etme yoluna gitmektedir (Sakallý, 2001). Ayrýca, tutarlýlýk beklentisi de bu sonucun önemli bir belirleyicisidir. Belli bir konuda verdiðimiz bir kararýn arkasýnda olmak, tutarlý davranmak isteriz. Birçok önemli kuramcý tarafýndan da ayrýntýyla açýklanmýþ olan davranýþ-tutum arasýnda tutarlýlýk saðlama eðilimi (Festinger, 1957; Heider, 1946; Newcomb, 1953) toplum tarafýndan da pekiþtirilen bir eðilimdir. Ancak bu tekniðin herkesi eþit derecede etkilemediði belirtilmektedir. Özellikle, tutarlýlýk tercihi (preference for consistency) yüksek olan, diðer bir deyiþle, davranýþlarýyla tutumlarý arasýndaki tutarlýlýðý daha çok gözeten bireylerin bu teknik yoluyla çok daha kolay ikna olduklarý görülmektedir (Cialdini, Trost ve Newsom, 1995; Guadagno vd., Cialdini, 2001).Bem’in (1972) benlik algýsý kuramý da (self-perception theory) bu tekniðin etkisini açýklarken baþvurulan kaynaklardan biridir. Kurama göre, diðer insanlarý olduðu gibi kendimizi de gözlemler ve deðerlendiririz. Ýlk ricayý kabul eden birey, kendisini gözlemler ve bu gözlem sonucunda yaptýðý deðerlendirmeden “ben bu tür yardýmlara açýk biriyim” þeklinde bir anlam çýkarýr, kendisini etiketler ve bu yönde davranmaya devam eder (Burger ve Guadagno, 2003).

“Önce Büyük Sonra Küçük Rica” Tekniði

“Önce reddetme, sonra kabul etme” ya da “kapýyý yüzüne çarpma” tekniði þeklinde de adlandýrýlan teknikte (door in the face), adýndan da anlaþýlacaðý gibi ilk önce büyük, ardýndan küçük bir ricada bulunulur (bilgin, 2000;Sakallý, 2001). Süreç, insanlarýn deðer sistemlerinin ya da mali durumlarýnýn el vermeyeceði düzeyde yüksek ve sonuç olarak da reddedilme olasýlýðý çok yüksek olan bir talepte bulunup, ardýndan beklentiyi düþürerek hedefi razý etme þeklinde iþler.Oldukça etkili bir ardýþýk rica tekniði olan bu tekniðin gücünü sýnayan araþtýrmalara iliþkin üç ayrý meta-analiz çalýþmasý yürütülmüþtür ve üçünde de varýlan ortak nokta, bu tekniðin gerçekten etkili ikna tekniklerinden biri olduðudur (Dillard, Hunter ve Burgoon, 1984; Fern, Monroe ve Avila, 1986; O’Keefe ve Hale, 1998).
Tussing ve Dillard (2000: 6) tekniðin etkili oluþunun üç temel süreçle açýklanabileceðini öne sürerler:
karþýlýklý ödün, sosyal sorumluluk ve suçluluk duygusu.
Karþýlýklýlýk ilkesinin iþleyiþini en iyi ifade eden cümlelerden biri Cialdini ve arkadaþlarýndan gelir. “Sizin için ödünde bulunanlar için siz de ödün verirsiniz”.
Karþýlýklý ödün modelini (Benton, Kelley ve Liebling, 1972) bu tekniðe uyarlayan Cialdini (1984), ricasýnda indirime giden, yani ricayý küçülten kaynak kiþinin bu davranýþýnýn hedefin gözünde bir tür ödün verme olarak algýlandýðýný ve karþýlýklýlýk ilkesi doðrultusunda da büyük icranýn ardýndan gelen küçük ricanýn ödünün karþýlýðýný vermek amacýyla çoðunlukla kabul edildiðini belirtir. Örneðin, size beðendiðiniz bir kazaðýn fiyatýný 100 YTL olarak belirten ve sizin ürünü pahalý bulup almaktan vazgeçmenizin ardýndan “sizin için 75 YTL olur” diyen bir mal sahibinin bu davranýþý (eðer bu teknikten çok da haberdar deðilseniz) sizde karþýlýklý ödün kuralýnýn etkisiyle karþý tarafýn yaptýðý iyiliðe karþýlýk verme yönünde bir güdü uyandýrabilir. Bu tekniðin ne denli yaygýn olduðunu gözler önüne sermek için, sezonda çok sýfýrlý etiketlerle satýlan ürünlerin çok kýsa bir süre sonra indirime girmesi, ya da ulaþýlmasý güç fiyatlarla piyasaya sürülen elektronik eþyalarýn piyasaya çýkýþýndan kýsa bir süre sonra 24 ay taksitle satýþa sunulmasý örnek verilebilir.
Sosyal sorumluluðun bu tekniðin iþleyiþindeki etkisi de daha çok olumlu toplumsal davranýþlarla ilgilidir. Birçok kültürde toplumsal öðrenme aracýlarý bireyi, yardým etme, zor durumdaki insanlara destek olma gibi olumlu toplumsal davranýþlara yüreklendirmektedir. Bizden bir ricada bulunan bir bireyi, ilk ricasý büyük olduðu için düþünmeden reddedebiliriz, ancak, bunun ardýndan gelen küçük ricayý da reddetmek sosyal sorumluluk duygumuzu harekete geçirir ve yardým etmemiz gerektiði yönündeki sorumluluk duygusuyla ricayý kabul ederiz. O’Kefee ve Figge (1997), sosyal sorumluluðun yanýnda, yine onunla iliþkili olarak, ilk ricayý reddetmiþ ve yardým etmemiþ olmanýn verdiði suçluluk duygusunun da bu tekniðin etkili oluþunda rolü olduðunu ileri sürerler.Önce büyük sonra küçük rica tekniðinin etkisine bir diðer neden olarak da benlik sunumu gösterilmekte (Pendleton ve Baston, 1979), diðer insanlar üzerinde býraktýklarý izlenimle fazlasýyla ilgilenen bireylerin, ilk ricayý reddettikten sonra ikinciyi de reddederlerse imajlarýnýn zedelenmesi
korkusuyla ikna olma yoluna gittikleri ileri sürülmektedir. Cialdini (2001), algýsal zýtlaþtýrma ilkesinin de bu tekniðin ikna etme gücünün altýnda yatan nedenlerden biri olduðunu söyler. Bu ilkenin etkisi de, elimizi önce sýcak suya sokup ardýndan soðuk suya soktuðumuzda, soðuk suyun normalde olduðundan daha da soðuk olarak deðerlendirilmesi þeklinde bir örnekle özetlenebilir. Benzer þekilde, önce çok güzel birini gördüðümüzde, ardýndan gördüðümüz az çekici kiþi bize normalde olduðundan daha da itici görünecektir. Annesinden 10 günlük tatil izni isteyen bir çocuk, izin talebini 2 güne indirdiðinde, ilk talebinin yüksekliðinin etkisiyle, normalde iki güne de razý gelmeyecek olan anne büyük olasýlýkla 2 günü kýsa bir süre olarak deðerlendirecek, iknaya daha yatkýn hale gelecektir. Müþteriye önce en pahalý ürünü sunar, ardýndan biraz daha ucuzunu sunarsanýz, normalde belki de pahalý bulacaðý ikinci ürünü ucuz bulur. Önce teknolojik olarak az geliþmiþ bir ürünü, ardýndan biraz daha geliþmiþini sunarsanýz, ikincisi teknoloji harikasý gibi algýlanacaktýr. Bu teknik, özellikle araba ve ev satýþlarýnda yaygýn olarak kullanýlmaktadýr. Örneðin, ev almak isteyen bir müþteriye önce kötü bir ev, sonra biraz daha iyisi gösterilir ve böylece ikinci ev normalde olduðundan daha da temiz ve geniþ olarak algýlanýr.

“Gitgide Artan Ricalar” Tekniði

Gitgide artan ricalar tekniðinde (low-ball technique) hedefe önce kabul edilebilir bir öneri sunulur, ardýndan da evet diyeceði noktaya kadar öneri adým adým büyütülür. Araba için düþük ve cazip bir fiyat vererek müþteri galeriye çekilir; ardýndan da motor hacmi, model, donaným, aksesuar farkýgitgide eklenerek müþterinin baþta hiç düþünmediði bir fiyata araba satýlýr.Cialdini ve arkadaþlarý (1978) yaptýklarý deneyde üniversite öðrencilerini telefonla arayarak önce yapacaklarý araþtýrmaya katýlmak isteyip istemediklerini sorarlar. Evet yanýtý gelirse, deneyin sabah erken saatte olduðu belirtilir ve bunun kendileri için uygun olup olmadýðý sorulur. Araþtýrmacýlar, uygun cevabýný aldýktan sonra da, yalnýzca belirli günlerde çalýþabileceklerini, bunu kabul edip edemeyeceklerini sorarlar. Deney sonunda, deney grubunda, yani gitgide artan ricalar koþulunda olanlarýn %56’sýnýn, kontrol koþulunda olup da tüm ricalarý bir solukta dinleyenlerinse %31’inin deneye katýlmayý kabul ettikleri ortaya konmuþtur.Önce küçük sonra büyük tekniðine oldukça benzer olan bu teknikte farklý olan nokta, burada küçük ricadan sonra gelen ricanýn ilkinden daha büyük olmasý koþulunun aranmamasý, ayný zamanda, ricadan sonra davranýþýn gerçekleþmesinin deðil de sadece sözel kabulün deðerlendirmeye alýnmasýdýr (Sakallý, 2001: 58).

“Sadece O Deðil” Tekniði

“Satýþý tatlandýrma tekniði” olarak da adlandýrýlan bu teknikte (that’s not all) hedef isteði kabul edip etmediðini belirtmeden istekte bir azaltma gerçekleþtirilir ya da daha cazip hale getirecek deðiþiklikler yapýlýr. “Bu ürünleri alýrsanýz size %10 indirim uygularým, yanýnda da þu çantayý da hediye ederim” diyen satýþ elemanýnýn kullandýðý teknik buna örnek verilebilir. Bu tekniðin etkisinin altýnda da, önce küçük sonra büyük rica tekniðinde olduðu gibi karþýlýklýlýk ilkesi vardýr; birisi sizin için bir iyilik yaptýðýnda, indirime ya da hediye verme yoluna gittiðinde, siz de onun iyilikseverliðine karþýlýk verme yönünde bir sorumluluk hissedersiniz. Burger (1986) bu tekniðin gücünü sýnamak için gerçekleþtirdiði araþtýrmada çarpýcý sonuçlar elde etmiþtir. Bir üniversite kampusunda pasta satýþý yapýlarak gerçekleþtirilen araþtýrmada, deney koþulunda alýcýlara kekin 75 sent olduðu söylenmiþ (sadece o deðil koþulu) ve henüz hedef yanýt vermeden kekin yanýnda 2 tane de çikolata ikram edileceði belirtilmiþtir. Kontrol koþulunda ise bir adet kekle 2 adet çikolatanýn toplam 75 sente satýldýðý belirtilmiþtir. Araþtýrma sonucunda, sadece o deðil koþulundaki müþterilerin %73’ünün, kontrol koþulundakilerinse %40’ýnýn kek satýn aldýðý ortaya çýkmýþtýr.Önce büyük sonra küçük rica tekniðiyle oldukça benzer görünmekle birlikte bu iki teknik arasýnda temel bir farklýlýk vardýr. Önce büyük sonra küçük rica tekniðinde hedef ilk ricayý reddettikten sonra küçük rica devreye sokulur; sadece o deðil tekniðindeyse, henüz hedeften bir yanýt gelmeden, yanýt vermesine fýrsat tanýnmadan ikinci teklif sunulur.

“Evet-Evet” Tekniði

Evet-evet tekniðinde (yes-yes technique), hedefe üst üste evet yanýtý verme olasýlýðý yüksek olan sorular sorulur ve asýl talep (ürünü satmak, aday için oy istemek ya da herhangi bir konuda yardým talebinde bulunmak gibi) en sona býrakýlýr (Larson, 1995: 330). Örneðin, bir sigorta þirketi çalýþaný,karþýsýndaki bireyi üyelik için ikna etmeye çalýþýrken bu tekniði kullanabilir. Konuþmasýna “Geleceðinizi güvence altýna almak istersiniz deðil mi?, emeklilikte rahat etmek istersiniz deðil mi?” gibi sorularla baþlayan çalýþan, böylece evet yanýtý almak için gerekli altyapýyý oluþturur. Karþýdaki bireyde bir “evet yanýtý” örüntüsü oluþturduktan bir süre sonra sýra asýl soruya gelir ve þirketin sunduðu imkanlar verdirilen evet yanýtlarý doðrultusunda vurgulandýktan sonra “bizim sigorta þirketimizle çalýþmak istersiniz deðil mi?” þeklinde bir soru yöneltilir. Bu durumda çoðunlukla evet yanýtlarýnýn devamý gelir. Bunun altýnda yatan nedenlerden birisi, hedefin zihninde oluþturulan örüntüdür. Bu örüntü evet deme yönünde bir hazýrbulunuþluða yol açmaktadýr. Ardarda, soluksuz bir þekilde yöneltilen sorular, hedefin kaynaktan gelen bilgileri ayrýntýlý bir þekilde biliþsel iþleme sokmasýna olanak tanýmamakta ve kestirme yoldan yapýlan biliþsel iþlem, Petty ve Cacioppo’nun (1983) Ayrýntýlý Ýnceleme Olasýlýðý Modeli’nde (elaboration likelihood model) de belirtildiði gibi, ikna sürecini hýzlandýrmaktadýr. Ayrýca, ürünün gerekliliðini onaylattýktan sonra, birey, ürüne gereksinim duymaya baþlayarak adeta kendi kendini ikna yoluna gitmektedir.

“Acaba Deðil Hangi” Tekniði

“Acaba deðil hangi” tekniðinde (don’t ask if, ask which technique) hedefe herhangi bir ürüne gereksinim duyup duymadýðý ya da herhangi bir konu hakkýnda seçim yapmak isteyip istemediði sorulmadan, doðrudan seçenekler sunulur ve bir anlamda emrivaki yapýlarak içlerinden birini seçmesi beklenir (Larson, 1995: 330). Örneðin, kaynak, iletiþim çatýþmasý yaþadýðý arkadaþýyla randevulaþmak istemektedir. Arkadaþýna kendisiyle görüþüp görüþmeyeceðini sormak ve böylece de reddedilmek olasýlýðýný göze almak yerine, ondan evet yanýtý almýþçasýna, doðrudan bir seçim yapmasýný bekler. Örneklendirmek gerekirse, “Seninle görüþmek istiyorum, acaba uygun musun?” demek yerine “Seninle görüþmek istiyorum, salý mý uygun çarþamba mý?” diye sorar. Bu yolla “uygun deðilim” ya da “seninle görüþmek istemiyorum” gibi yanýtlar alarak reddedilme ya da “uygun olunca ararým, bir ara görüþürüz” gibi yanýtlarla ertelenme olasýlýðýný bertaraf eder. Ardýndan da ayný kararlýlýkla iletiþimi sürdürür ve “senin iþyerinde mi benimkinde mi, saat on mu on bir mi?” þeklinde seçenekleri sýralar.
Yalnýzca bir fincan kahve içmeye gittiðiniz pastanede hiç niyetiniz yokken yediðiniz çikolatalýpastanýn ya da yalnýzca çorap almaya gittiðiniz maðazada aldýðýnýz takým elbisenin sorumlusu çoðunlukla bu tekniktir. Acaba deðil hangi tekniði, iþ yaþamýnda yaygýn olarak kullanýlmakla birlikte, günlük yaþamda da baþarýlý iletiþimcilerin kurtarýcýlarýndandýr.

“Soruya Soruyla Yanýt Verme” Tekniði

Ýkna süreci her zaman kaynaðýn hedeflediði gibi iþlemez. Kimi zaman týkanýp kalan kaynak kiþi ya da kiþiler, zaman kazanmaya gereksinim duyarlar. Soruya soruyla yanýt verme tekniði bu aþamada devreye girer. Soruya soruyla yanýt verme tekniði (ask question with a question), hedefi yanýt vermeye, savunmaya götürdüðü için kaynak açýsýndan zaman kazandýrýcýdýr (Larson, 1995: 331). “Böyle düþündüðüm kanýsýna nereden vardýnýz?”, “Siz bu konuda ne düþünüyorsunuz?” gibi sorulara kimi zaman imdada yetiþir. Ayrýca “anlamadým, tekrar eder misiniz?” türü cümleler de benzer etkiyi yaratýr. Kimi zaman insanlar soru sorarak sizi sýkýþtýrmak, zor duruma s****k isteyebilirler. Bu taktik bu ve benzeri anlarda “topu karþý tarafa atmak” ve ayný zamanda “onlarýkendi silahlarýyla vurmak” anlamýna gelir.

“Yer Etme” Tekniði

Reklamlarda sýklýkla baþvurulan yer etme tekniðinde (planting technique), beþ duyudan en az birine hitap ederek hedefin zihninde yer etmek hedeflenmektedir (Larson, 1995: 332). Örneðin yiyecek reklamlarýnda “sýcacýk çorba”, “kýpkýrmýzý domates”, “çýtýr çýtýr patates” gibi vurgularla bu amaca ulaþýlýr. Bu tekniðin etkisi daha çok algýsal çaðrýþýmla açýklanmaktadýr. “Kýpkýrmýzý”, “buz gibi” olmakla, “mis gibi” kokmakla bir ürünü eþleþtirdiðimizde, çaðrýþým yoluyla ürüne iliþkin her yeni bilgide bu ayrýntýlarý, bu nitelendirmelerde de her zaman ürünü hatýrlarýz.

“Borca Sokma” Tekniði

Bizim için dakikalarca emek harcayarak (talep etmesek ve hatta bu durumdan hiç hoþlanmamýþ olsak bile) tenimize en çok yakýþan parfümü bulmaya çalýþan maðaza görevlisi ve beden yapýmýza en çok yakýþacak pantolon modelini bütün modelleri tek tek çýkararak araþtýrmýþ olan tezgahtar acaba neden kendini bu kadar yormaktadýr? Bu davranýþýnýn altýnda, büyük olasýlýkla deneyim yoluyla edindiði bir beceri, bir ikna tekniði yatmaktadýr.Borca sokma tekniðinin (getting a IOU) etkisinin altýnda, önce büyük sonra küçük rica tekniðinde de
söz edilen karþýlýklýlýk ilkesinin yattýðý söylenebilir (Larson, 1995: 333). Karþýlýklýlýk ilkesine göre (Cialdini, 1975) karþýmýzdaki birey bizim için birçok zahmete girer, emek harcarsa kendimizi borçlu hissetmeye baþlarýz. Aramýzdaki eþitlik, denge bozulur ve bunu telafi etmek için ne gerekiyorsa yapmaya hazýr hale geliriz. Bunun bilincinde olanlar da amaçlarýna ulaþmak için hedefe bu dengesizliði hissettirip borçluluk duygusu uyandýrmak için, onun talebi olmaksýzýn çaba harcarlar.
Size dakikalarca mönüde neler olduðunu anlatan garsona bir þey yemeyeceðinizi söylemeniz güçtür. Benzer þekilde, peþinizde gezip bir çok ürün öneren satýcýya karþý emeðinden dolayý kendinizi borçluhissedersiniz.

“Önce Ver Sonra Geri Al” Tekniði

“Önce ver sonra geri al tekniði (throw a ball technique”nde hedefe son derece cazip gelecek koþullar vaat edilir (ürün için oldukça düþük bir fiyat, uygun ödeme koþullarý sunulmasý ya da oy isteyen biradayýn seçmenlere en çok gereksinim duyduklarý toplumsal sorunlarý çözme sözü vermesi gibi). Bu vaadin etkisiyle hedef ürününüze, görüþünüze ya da adayýnýza daha sýcak bakmaya baþlar (Cialdini, 2001). Zaten tutum deðiþimine yatkýn bir hedefle karþý karþýyaysanýz, hedef önerdiðiniz yeni tutuma adeta baðlýlýk geliþtirir. Ýnsanlarda, halihazýrda yapmýþ olduklarý baðlanmalarý haklý çýkarmak için yeni nedenler, gerekçeler oluþturma yönünde bir eðilim vardýr (Cialdini, 2001).Hedef, iyice pekiþtirilen bu baðlýlýktan sonra caymasý oldukça güç bir noktaya vardýðýnda, önceden bilinçli olarak yüksek tuttuðunuz vaatlerde deðiþikliðe gider, elinizde olmayan nedenlerle koþullarda bir deðiþiklik gerçekleþtiðini ve vaatlerinizin bir kýsmýný gerçekleþtiremeyeceðinizi belirtirsiniz. Bu süreç esnasýnda önerilen tutuma baðlýlýk geliþtirmiþ olan hedefin geri dönme olasýlýðý düþüktür. Size bir pantolon beðendirilir, çok yakýþtýðý söylenir, tekrar tekrar aynada bakýp ona baðlanmanýz saðlanýr. Ardýndan da sizin razý geldiðiniz fiyatýn kasiyer tarafýndan yanlýþ basýldýðý belirtilir. Arabaya duygusal baðlýlýk geliþtirmeniz saðlanýr (formlar doldurulur, kredi koþullarý konuþulur, deneme sürüþü yaptýrýlýr), ardýndan da hesaplarda bir hata olduðu, yanlýþlýkla klima farkýný eklemeyi unuttuklarý ifade edilir.
Bu güncel örnekler “önce ver sonra geri al” tekniðinin günlük yaþamda ne denli yaygýn olarak kullanýldýðý gerçeðine kanýt olmakla beraber, çeþitli bilimsel araþtýrmalar yoluyla da tekniðin güçlü etkisi kanýtlanmýþtýr (örn., Brownstein ve Katzev, 1985; Burger ve Petty, 1981; Cialdini vd., 1978).Tahmin edileceði gibi, bu teknik, etik olmadýðý yönünde önemli eleþtiriler almaktadýr. Cialdini (2001) bu tekniði “acýmasýz ikna uzmanlarýnýn kullandýðý bir tuzak” olarak görmektedir.

Sonuç

Soysal etki ve ikna, gerek halkla iliþkiler, gerek reklamcýlýk ve gerekse kitle iletiþim çalýþmalarýaçýsýndan son derece önemli bir konudur. Bunun yanýnda sigara ve uyuþturucu baðýmlýlýðý, eðitimde fýrsat eþitsizlikleri, trafik kurallarýna uymama gibi toplumsal sorunlarla baþetme ile ilgili çalýþmalarda da önemli olan ikna konusu, bu boyutta toplumsal bir öneme de sahiptir. Tutum deðiþimi ve ikna,
özellikle Sosyal Psikoloji’den beslenmekte, gerek kavramsal gerekse görgül bilgi birikimi daha çok bu disiplinden gelmektedir. Sosyal Psikolojinin temel yapý taþlarýndan biri olan ikna çalýþmalarý Hovland’dan (1949) Þerif’e (1945) birçok önemli kuramcýnýn da etkisiyle oldukça zengin bir literatüre sahiptir. Ancak, Türkiye’de bilgin (2000) ve Kaðýtçýbaþý (1988) gibi önemli sosyal psikologlarýn kitaplarýnda yer verdikleri bölümler, literatürde önemli bir yere sahip olan yabancý dilde yazýlmýþ bazý kitaplara ait çeviriler (Caildini, 2001; Severin ve Tankard, 1994) ve konuyu sýnýrlýboyutta ele alan iletiþimle ilgili kitaplar (örn.: Gökçe, 2003; Ýnceoðlu, 1993) dýþýnda konuyla ilgiliyeterli kaynak bulunmamaktadýr. Sözü edilen tüm bu kaynaklar da konuyu daha çok kuramsal boyutta ele almaktadýr.Ýletiþim çalýþmalarý, doðasý gereði, kuramsal birikim yanýnda “uygulamaya dönük” bir bakýþ açýsýna
da gereksinim duymaktadýr. Bu çalýþmanýn da iknayla ilgili araþtýrmalara ve uygulamalara bu yönde bir katký sunma amacýna hizmet edeceði düþünülmektedir. Bunun yanýnda, daha önce de belirtildiði gibi, iletiþimin amacýný temel alarak yapýlan tanýmlamalardan yola çýkarak, iletiþimin asýl hedefinin tutum oluþturmak, tutum deðiþimi yaratmak, ikna sürecini hýzlandýrmak ve oldurmak olduðunu ileri
sürebiliriz. Böyle bir yaklaþýmla yola çýktýðýmýzda da Türkçe literatürün iknayla ilgili hem kuramsal içerikli hem de uygulamaya dönük yeni çalýþmalara ne kadar aç olduðu daha açýkça gözler önüne serilir.

Özet

Sosyal etki ve ikna, hem kuramsal hem de uygulamalý iletiþim çalýþmalarý içinde en çok ilgi gören konularýn baþýnda gelmektedir. Reklam çalýþmalarýnda yeni bir ürünü tanýtmak veya bilinen bir ürün hakkýnda hedef kitlenin olumlu tutum geliþtirmesini saðlamak için, politikada adayýn oy kazanmak amacýyla seçmenlerin kendi görüþleri yönünde tutum yapýlandýrmalarýný saðlamasý için, örgütlerde baþarýlý halkla iliþkiler projeleri yürütebilmek için kullanýlan temel araç “ikna”dýr. Reklam, politika ve halkla iliþkilerin yanýnda psikoterapide de temel araçlardan biri olarak kullanýlan ikna, günlük yaþamda da sýkça baþvurduðumuz bir araçtýr. Ancak, kuþkusuz ikna becerisine sahip olmak, iletiþimciler için herkes için olduðundan çok daha önemlidir. Bu çalýþmanýn genel amacý da ikna sürecinin gerçekleþmesinde ve hýzlanmasýnda etkili olan temel ikna teknikleri üzerinde durmaktýr. Bu amaç doðrultusunda, öncelikle ikna kavramý kýsaca tanýmlanacak, daha sonra ikna edici iletiþim süreci konusundaki çalýþmalarýn tarihçesi ele alýnacaktýr. Ardýndan temel ikna teknikleri ve bu tekniklerin tutum deðiþimi yaratmalarýnýn altýnda yatan nedenler alt baþlýklar halinde ayrýntýyla aktarýlacaktýr.

Saygýlar..

 




Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat