Doðayý meydana getiren ana öðe(arkhe)’nin ne olduðunun merak edilip araþtýrýlmasýndan itibaren ortaya çýkan felsefeye, önceleri Ýlkçað Felsefesi daha sonra Metafizik denilmiþtir. Metafiziðin baþlýca problemlerinin (Varlýk, Tanrý, Ruh) duyu organlarýmýzýn saðladýðý bilgilerle çözümlenemeyeceði anlaþýlýnca; bu problemlerin akýl ve sezgiye baþvurularak çözülebileceði görüþü ortaya çýkmýþtýr.
O halde bu yetiler (akýl ve sezgi) gerçekten insan zihninde var mýdýr?
Varsa, varlýðýn gerisindekileri bilmemizi saðlar mý?
Türünden sorular ortaya çýkmýþtýr. Bu ve buna benzer sorularýn cevaplarýnýn araþtýrýlmasý,bilgi felsefesini ortaya çýkaran en önemli geliþme olmuþtur. Çünkü bu tür problemler bilgi felsefesini ilgilendirmektedir.
Bilgi Kuramý (Epistemoloji)
Bilgi Kuramýnýn Konusu: Bilginin; kaynaðý, yapýsý, metodlarý, imkaný, sýnýrlarý ve deðeri (doðruluðu) ile ilgili problemlerin eleþtirici bir gözle araþtýrýlmasýdýr.
Bilgi Kuramýnýn Temel Kavramlarý: Bilgi kuramýnýn temel kavramlarý “suje”, ”obje”, ve “bilgi” kavramlarýnýn yanýnda; “doðruluk (hakikat,verite)”, “gerçeklik(realite)”, ”temellendirme”dir.
Doðruluk (Hakikat, Verite): Algýlar, kavramlar, bilimsel kuramlarla nesnel gerçek arasýndaki uygunluktur. Yani bir ifadenin nesnesine uygunluðudur. Dünyadaki þeylerin ve olaylarýn (olup bitenlerin) doðru ya da yanlýþ olmasý söz konusu deðildir. Doðruluk, sadece düþüncelerin, yargýlarýn, önermelerin özelliðidir.
Gerçeklik (Realite): Zamanda ve mekanda var olanlarýn tümüdür. Gerçeklikle hakikati (doðruluðu) birbiriyle karýþtýrmamak gerekir. Çünkü gerçeklik, somut olarak var olanlarýn bütünüdür. Hakikat (doðruluk) ise, var olana (ister gerçek var olana ister düþünsel var olana) iliþkin bilginin özelliðidir.
Örneðin; Pamuðun yumuþaklýðý - Gerçeklik Yer çekimi kanunu - Hakikat (doðruluk)tir. Matematik ve mantýk kurallarý da bir hakikattir.
Temellendirme: Bir düþüncenin, bir yargýnýn, önermenin doðruluðunu gösterme, bu doðruluðun dayanaklarýný gerekçelerini ortaya koyma demektir. Doðrulama daha çok deneysel bilimlerin, temellendirme ise formel bilimler ile felsefenin baþvurduðu bir yoldur.
Örneðin: Felsefede önermelerin yargýlarýn deney ve gözlem yoluyla doðrulanmasý söz konusu olmadýðýndan gerekçe ve dayanak göstererek temellendirme yoluna gidilir. Bilgi Kuramý temellendirmek istediði kavram ya da sorularý derinliðine, geniþliðine araþtýrýr ve aydýnlatmaya çalýþýr. Bunu da genellikle çözümleme (analiz) ve betimleme (tasvir etme) yoluyla yapar.
Bilgi Kuramýnýn Temel Sorularý:
1-Bilginin deðeri ile ilgili sorular:
Varlýðýn doðru bilgisi var mýdýr?
Varsa bu bilgiler gerçek midir?
Elde edilen bilgiler kesin midir?
Kesin ve doðru bilgilerin ölçütü nedir?
Hakikat var mýdýr?
Zihnimiz hakikate eriþebilir mi?
2-Bilginin kaynaðý ile ilgili sorular:
Ýnsanýn elde ettiði bilgilerin kaynaðý nedir?
Bilgilerimiz doðuþtan mýdýr?
Bilgi kuramýnýn problemleri arasýnda, "Genel-geçer doðru bilgi var mýdýr?" sorusunun önemli bir yeri vardýr.
Bu soruya birbirinden farklý cevaplar verilmiþtir. Bunlar:
Akla dayanan bilgi doðru bilgidir. (Rasyonalizm, Ýnneizm, Apriorizm) Deneye,tecrübeye dayanan bilgi doðrudur. (Empirizm) Fayda ve baþarý saðlayan bilgi doðrudur. (Pragmatizm) Olgulara dayanan bilgi doðrudur. (Pozitivizm) Duyulara dayanan bilgi doðrudur. (Sensüalizm) Sezgiye dayanan bilgi doðrudur. (Entüisyonizm) Ýnsanýn iç tecrübesinden elde ettiði bilgi doðrudur. (Mistisizm) Vahye ve Ýmana dayanan bilgi doðrudur. (Fideizm) Saf fenomenlere dayanan bilgi doðrudur. (Fenomenoloji)
Mantýk
Mantýk; insan aklýnýn kendi hakkýndaki bilgisidir. Dar anlamda doðru düþünme kurallarýný öðreten bilgidir.
Bilgi Kuramý–Mantýk iliþkisi: -Bilgi Kuramý bilginin objesi ile uygunluðunu temellendirirken mantýðýn kural ve ilkelerine dayanýr. -Mantýk, düþüncenin akýl yürütme yoluyla ilgilenir, yargýlar arasý iliþkilerin doðruluðu önemlidir. Bilgi kuramý için ise, içeriklerin doðruluðu önemlidir.
Bilgi Kuramýnýn Genel Problemleri
Bilgi Kuramýnýn temel problemi doðru bilginin imkaný (mümkün olup olmadýðý) problemidir. Ýlkçað filozoflarý bilginin kaynaðýný sorgulamadan önce, bilginin deðeri yani kesin doðru bilginin olup olmadýðý üzerinde durmuþlardýr. Bu soruya iki þekilde cevap verilmiþtir:
1-Doðru Bilginin Ýmkansýzlýðý:
Ýlkçað felsefesinin ilk dönemi bir doða felsefesi niteliði gösterir. O dönemin filozoflarý sadece duyularla evrenin açýklamasýný yapmaya çalýþmýþlardýr. Yani naif (yöntemsiz, sistemsiz) bir empirizm (deneycilik) ile evren hakkýnda kesin bilgilere varýlabileceðini sanmýþlardýr. Evrenin oluþumu ve varlýklarýn kökeni ile ilgili sorulara cevap verilirken çeliþkili görüþlerin ortaya çýkmasý, her filozofun kendi görüþlerinin doðru, diðerinin yanlýþ olduðunu iddia etmeleri, bu tür görüþleri þüphe (kuþku) ile karþýlayan sofist denilen yeni bir grup düþünürün ortaya çýkmasýna neden olmuþtur. Sofistler genel-geçer doðru bir bilginin varlýðýndan ilk kez þüphe edenlerdir.
2-Doðru bilginin Ýmkaný:
Doðru Bilginin mümkün olduðunu ileri sürenlerdir. Burada bilginin deðeri ve kaynaðý konusu birleþtirilmiþtir. Bunlara dogmatikler de denilebilir. Dogmatizm: Bir takým ilkelerle insan bilgisinin mutlak hakikate ulaþabileceðini iddia eden anlayýþa denir. Septisizmin tam zýddýdýr.
------------- http://www.bilgineferi.com/forum/forum_posts.asp?TID=8328" rel="nofollow - Hash Kontrolü yapma ( MD5, SHA-1, CRC32,... vb)
|