Marmara depremi 30 yýl içinde olacak
Boðaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araþtýrma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Gülay Altay, 'Marmara Bölgesi'nin belli bir deprem tehlikesi taþýdýðýný ve bu depremin 30 yýl içinde olmasýný öngördüklerini' ifade ederek, depremlerin öngörülmesinden, tahmininden ziyade hazýrlýklarýn yoðunlaþtýrýlmasýnýn önemine dikkat çekti. Altay, 9 yýl geçen Marmara Depremi sonrasý yapýlan çalýþmalar hakkýnda bilgi verdi. Türkiye'de 1 Ocak 2008 tarihinden itibaren büyüklü küçüklü 5 bin civarýnda deprem olduðunu belirten Altay, genellikle Bala-Ankara, Çameli-Denizli'de yoðunlaþma olduðunu, son zamanlarda Ege Denizi ile Marmara Denizi içerisinde ufak da olsa depremler kaydedildiðini söyledi.
Gülay Altay, Kandilli Rasathanesinin depremlerin kaybedilmesi, parametrelerin belirlenmesi ve çözümlerinin yapýlmasý yönünde teknolojik olarak ne gerekiyorsa, uluslararasý ölçekte ne yapýlýyorsa gerçekleþtirmeye çalýþtýðýný ifade ederek, 'Þu anda istasyonlarýmýz yeni teknoloji ile donatýlýyor, 114 civarýndaki cihazlardan 78'i yeni teknoloji ihtiva ediyor' dedi. Marmara ve Ege bölgelerindeki hareketliliðin normal kabul edilmesi gerektiðini vurgulayan Altay, sözlerine þöyle devam etti: 'Son dönemde özellikle Çameli-Denizli depremlerini izliyoruz. Bunlar Ege'de de son günlerde izlediðimiz depremler. Marmara ve Ege bölgelerinde bulunan faylar deprem üretme potansiyeline sahiptir, normal aktivitelerdir. Hatta 5,5 ve üzeri depremleri de üretebilirler. Dolayýsýyla Türkiye açýsýndan bakýldýðýnda yapýlmasý gereken, depremlerin öngörülmesinden, tahmininden ziyade hazýrlýklarýn yoðunlaþtýrýlmasýdýr.'
'TÜRKÝYE'NÝN DEPREMSELLÝÐÝNÝ ANLAMAK' Prof. Dr. Gülay Altay, 'depremin ne zaman olacaðýný kýsa vadede tahmin etmenin mümkün olmadýðýný' dile getirerek, sözlerini þöyle sürdürdü: 'Kandilli Rasathanesi olarak çalýþmalarý yoðunlaþtýrdýðýmýz konu, mümkün olduðu kadar Türkiye'nin depremselliðini iyi anlamak. Araþtýrmacý arkadaþlarýmýz deprem üreten kaynaklarý inceliyorlar, mevcut depremleri deðerlendiriyorlar. Herhangi bir kýsa dönem öngörüsü söz konusu deðil. Dünyada da böyle bir çalýþma ancak araþtýrma safhasýnda...' Altay, geçmiþ depremlere, mevcut aktiviteye bakýlarak uzun vadeli olasý bir deprem yeri tahmin edilebildiðini ifade ederek, 'Marmara Bölgesi belli bir deprem tehlikesi taþýyor, buradaki deprem olasýlýðýnýn yüzde 60 mertebesinde olduðunu ifade ediyoruz. Bu depremin 30 yýl içinde olmasýný öngörüyoruz ama zamanýný kýsa dönem olarak tespit etmek mümkün deðil' diye konuþtu.
'BELLÝ TARÝH PANÝÐE SEVK EDER' Prof. Dr. Gülay Altay, depremin son derece 'kaotik bir olay olduðunu' ifade ederek, belli tarihlerden söz etmenin halký paniðe sevk edeceðini kaydetti. Altay, deprem riskinin ve tehlikesinin varlýðýný bilerek buna hazýrlýklý olmanýn, hem paniðe kapýlmamak anlamýnda hem de yaþanýlan mekanlarýn depreme dayanýklý olmasý anlamýnda önem taþýdýðýný söyledi. Depreme karþý bilinçlenme konusunda 1999 öncesi ve 1999 sonrasý arasýnda çok büyük fark olduðunu dile getiren Altay, þöyle konuþtu: 'Depremin etkilerinin gündemde olmasý, üniversitelerde yapýlan çalýþmalar, bilim insanlarýnýn çalýþmalarý, basýnla iletiþimin artmasý, þüphesiz bilinçlenmeyi önemli ölçüde etkiledi. Ama yeterince yaygýn hale daha getirebilmiþ deðiliz.' Prof. Dr. Altay, deprem bilincinin yerleþmesi konusunda pek çok kurum ve kuruluþun çalýþmalar yaptýðýný belirterek, Ýstanbul'da ve Marmara bölgesinde çok daha etkili çalýþma yapýlmasý gerektiðini bildirdi. Halkýn da eðitimlere ilgi göstermesi, yapýlan çalýþmalara talebin artmasý gerektiðini kaydeden Altay, 'Bunun da son derece olumlu yönde geliþtiðini düþünüyorum. Yapýlmayanlar tabi ki çok, ama ülkenin imkanlarý ölçüsünde ve bu konuda sorumluluk taþýyan kurumlarýn yapabildikleri bence hýzla ilerliyor, ben çok fazla olumsuz bakmýyorum' diye konuþtu. AA
|