19. yüzyýl Avrupasý, sömürgeciliðe dayanýyordu. Ýngiltere ve Fransa gibi büyük Avrupa devletleri, dünyanýn dört bir yanýna yayýlarak dev sömürge imparatorluklarý kurmuþlardý.
Siyasi birliðini geç saðlayan Almanya ise sonradan girdiði bu yarýþta yükselmeye çalýþýyordu.
Çýkar iliþkileri, 20. yüzyýlýn baþýnda Avrupa'yý iki ayrý güç blokuna ayýrdý. Bir tarafta Ýngiltere, Fransa ve Rusya, diðer tarafta ise Almanya ve Alman soylu Habsburg hanedaný tarafýndan yönetilen Avusturya-Macaristan imparatorluðu yer aldý.
Franz Ferdinand, karýsý Sofia ve çocuklarý
|
Ýki güç bloku arasýnda giderek gerginleþen iliþkiler, 1914 yýlýndaki bir suikastle patlak verdi. Avusturya-Macaristan imparatorluðunun veliahtý olan Franz Ferdinand, bu imparatorluðun balkanlardaki etkisini yok etmek isteyen Sýrp milliyetçileri tarafýndan vurularak öldürüldü.
Bu olayýn ardýndan gelen karþýlýklý savaþ ilanlarý, bir anda tüm Avrupa'yý savaþýn içine çekti. Önce Avusturya-Macaristan Sýrbistan'a savaþ ilan etti. Sýrplarýn geleneksel müttefiki olan Rusya, Avusturya-Macaristan'a savaþ açarak buna karþýlýk verdi.
Almanya, Ýngiltere ve Fransa da birbiri ardýna savaþa girdiler. Fitil ateþlenmiþti.
Savaþýn öncesinde Alman Genel Kurmayý bir plan yapmýþ ve ani bir saldýrýyla Fransa'yý dize getirmeyi hesaplamýþtý.
Almanlar bu planý uygulamak için önce Belçika'ya girdiler ve ardýndan sýnýrdan geçerek Fransa'yý iþgale giriþtiler.
Çabuk toparlanan Fransýz ordusu, Almanlarý Marn nehri kýyýsýnda durdurdu ve karþý saldýrýya geçti..
Her iki ordu da aðýr kayýplar vermesine raðmen cephede bir ilerleme olmadý. Her iki taraf, bombardýmandan korunmak için siperlere sýðýndý. Aylar süren karþýlýklý saldýrýlar sonucunda Fransýzlar 400 bin asker yitirdi. Almanlarýn can kaybý ise 350 bindi.
Bu arada I. Dünya Savaþý'nýn korkunç savaþ stratejisi de belirlenmiþ oluyordu: Siperler. Askerler gelecek yýllar boyunca, bu siperlerin içinde kalacaklardý.
Siperlerde yaþam çok zordu. Askerler, sürekli devam eden düþman bombardýmaný altýnda, aylarca korku ve stres içinde yaþýyorlardý. Bombardýman sýrasýnda ölenler uzun zaman siperde kalýyor, askerler arkadaþlarýnýn parçalanmýþ cesetleri ile birlikte uyuyorlardý. Yaðmur yaðdýðýnda ise tüm siper çamurla doluyordu.
1. Dünya Savaþýna katýlan 20 milyondan fazla asker, 4 yýla yakýn bir süre bu siperlerde acý çekti. Çoðu da burada öldü.
1914 yýlýndaki Alman saldýrýsýyla kurulan Batý cephesi, ilk bir kaç haftadan sonra kilitlendi. Karþýlýklý siperlere sýðýnan ordular, birbirlerine sadece birkaç yüz metre mesafede kapana kýsýldýlar.
Bu kapaný açmak için yapýlan her saldýrý, korkunç can kayýplarý ile sonuçlanacaktý.
1916 yýlý baþýnda, Almanlar kilitlenen Batý cephesini yarmak için yeni bir plan geliþtirdiler. Fransýzlarýn gururu sayýlan Verdan kentine ani bir saldýrý baþlatacaklardý. Saldýrýnýn amacý, savaþý kazanmak deðil, Fransýzlara çok aðýr can kayýplarý verdirmek ve dirençlerini kýrmaktý. Alman general Volkenheim, 1 Alman askerine karþýlýk 3 Fransýz askerinin öleceðini hesaplamýþtý.
Saldýrý 21 Þubat’ta baþladý. Alman komutanlar askerlerine "siperlerden dýþarý" emrini verdiler. Ancak siperden çýkan her asker ortalama 1 dakika içinde ölüyordu. Aylar süren savaþa raðmen Almanlar Verdan'ý alamadýlar.
Ýki taraftan toplam 1 milyona yakýn asker öldü. Cephe hattý ise sadece 12 kilometre geriye kaydý. 12 kilometre için, 1 milyon kiþi can vermiþti.
Almanlarýn Verdan saldýrýsýna, Ýngilizler Som muharebesiyle yanýt verdiler. Bu saldýrý için Ýngiltere'nin tüm sanayii seferber edilerek yüzbinlerce top mermisi üretildi.
General Douglas Haig, Ýngiliz ordusunun önce bir hafta boyunca kesintisiz bombardýman yapmasýný, sonra da piyadelerle saldýrýya geçmesini planlamýþtý. Haig'e göre sadece ilk günde 14 kilometre ilerleme kat edilecek ve Alman hatlarý bir hafta içinde tamamen yarýlacaktý.
Saldýrý 1 Haziran’da baþladý. Ýngiliz topçularý 1 hafta boyunca Alman hatlarýný aralýksýz dövdü. Ve 1 haftanýn sonunda Ýngiliz subaylar askerlerine "siperlerden dýþarý" emrini verdiler. Ancak bombardýman Alman birliklerini sanýldýðý gibi yok edememiþ, kazdýklarý derin siperlerde beklemiþlerdi. Ýngilizler ilerlerken Alman makinalýlarý ateþe baþladý. Savaþýn sadece ilk birkaç saati içinde tam 20 bin Ýngiliz askeri öldü. Gece karardýðýnda, iki cephe arasýndaki bölge, onbinlerce ölüyle ve geriye sürüklenmeye çalýþan yaralýlarla doluydu.
Som muharebesi General Haig'in 2 haftalýk planýnýn aksine tam 5 ay sürdü. Generaller, askerlerini ýsrarla ve defalarca ölüme gönderdiler. Savaþ sonunda her iki taraftan toplam 900 bin kiþi kaybedilmiþti. Cephe ise sadece 11 kilometre kaydý. 11 kilometre için, 900 bin can verilmiþti.
1. Dünya Savaþý boyunca her iki taraf da daha pekçok saldýrý düzenledi. Bunlarýn hepsi katliamdan baþka bir þey deðildi. Belçika'nýn Ýpr adlý kasabasýnda 3 kez üst üste savaþ yapýldý. Sadece üçüncüsünün bilançosu, 500 bin ölüydü.
Her saldýrýnýn sonucu aynýydý: Sadece birkaç kilometre ilerlemek için, yani bir hiç uðruna verilen yüzbinlerce ölü.
Hiçbir haklý ve meþru nedene dayanmayan bu korkunç savaþ boyunca sayýsýz masum insan katledildi. Bir o kadar insan da evinden-barkýndan oldu, ailesini ve yakýnlarýný kaybetti. Belli ideolojik çevrelerin siyasi ihtiraslarý ve çýkar arayýþlarý bu kitlesel felaketin ve bozgunun en önemli nedeniydi.
SAVAÞIN DEHÞETÝ
1. Dünya Savaþý, pek çok ilke sahne oldu. Bunlarýn biri, silahlarýn sadece ordularý deðil, sivilleri de hedef almasýydý.
Dünyada sivil yerleþim birimlerine yönelik ilk bombardýman, Alman zeplinlerinin 1915 yýlýnda Ýngiltere'ye saldýrmasýyla baþladý. Zeplinlerden atýlan bombalar, pekçok masumun hayatýna mal oldu.
U-bot adý verilen Alman denizaltýlarý
|
Öte yandan da U-bot adý verilen Alman denizaltýlarý, Atlantik okyanusundaki sivil gemileri vurmaya baþladý. O dönemde dünyanýn en büyük transatlantigi olan Lusitanya gemisi, 7 Mayýs 1915 günü Ýrlanda açýklarýnda bir U-bot saldýrýsýyla batýrýldý. Üzerindeki 2000'e yakýn yolcudan 1195'i boðuldu.
Savaþýn getirdiði bir baþka felaket, kimyasal silahlardý. 1915'te önce Fransýzlar sonra da Almanlar tarafýndan kullanýlmaya baþlanan zehirli gazlar, binlerce askerin korkunç acýlar çekerek ölmesine neden oldu. Pekçok asker de gazýn etkisiyle kör oldu. Ordular zehirli gaza karþý önlem olarak gaz maskeleri kullanmaya baþladýlar.
Gaz maskeleri sadece askerlere deðil, sivillere de veriliyordu. Çünkü zehirli gazlar, sadece askerleri deðil sivileri tehdit ediyordu.
Küçük çocuklarý bile...
1. Dünya Savaþý'nýn en kanlý cephelerinden biri de, Çanakkale'de yaþandý. Ýngiliz ve Fransýz donanmalarý, Osmanlý savunma hatlarýný yararak Karadeniz'e varmak için saldýrýya geçtiler. Ancak dünyanýn bu en büyük donanmasý, Türk topçusu karþýsýnda boyun eðmek zorunda kaldý.
Deniz savaþýnýn yenilgiyle sona ermesinin üzerine, Ýngilizler Gelibolu yarýmadasýna çýkarma yaptýlar. Ancak efsanevi bir cesaret ve kahramanlýkla savaþan Türk ordusu, bu saldýrýyý da püskürttü. Aylar süren çatýþmalarýn ardýndan Ýngilizler Çanakkale'den çekilmek zorunda kaldý.
250 bin Türk askeri þehit olmuþtu... Bir o kadar da Ýngiliz ve Anzak askeri ölmüþtü.
1. Dünya Savaþý, Ýngiliz, Fransýz. ve Alman ordularýnýn 4 yýl boyunca süren umutsuz saldýrýlarýnýn ardýndan, 1918 yýlýnda sona erdi.
Ancak 11. ayýn 11. gününde saat 11'de ilan edilen barýþ, hiç kimseye kalýcý bir mutluluk getirmeyecekti.
Yüzbinlerce asker sakat kaldý.
Dahasý, çamur, pislik ve ölüm dolu siperlerde 4 yýl boyunca kalmýþ olan askerlerin çoðu, savaþýn psikolojik etkisinden kurtulamadý.
"Bomba þoku" denen ve savaþ gazileri arasýnda çok yaygýn görülen bir travma, hastalarýn þiddetli korku ve titreme nöbetleri geçirmesine sebep oluyordu. 4 yýl boyunca her gün yaþadýklarý bomba korkusu, belleklerine silinmeyecek biçimde kazýnmýþtý.
Bazý hastalar için, sadece bomba kelimesinin söylenmesi bile, korkuya kapýlýp saklanmalarýna yeterli oluyordu.
Bazý askerler ise, savaþtan yýllar sonra bile bir uniforma gördüklerinde dehþete kapýlýyorlardý.
Savaþýn izi, bazý askerlerin sadece ruhuna deðil, vücuduna da iþlemiþti. Onbinlerce asker kollarýný ve bacaklarýný savaþ meydanýnda yitirdi.
Gözü, burnu veya çenesi parçalanan o kadar çok asker vardý ki, Avrupa kentlerinde bu insanlarýn kullanýmý için özel maskeler üretilmeye baþlandý.
1. Dünya Savaþý'nýn korkunç acýlarý sanata da yansýdý. Savaþ sonrasý dönemdeki sanat eserlerinde, korku, acý ve cinnet temalarý hakimdi. Bu eserler, sadece onlarý çizen sanatçýlarýn deðil, tüm bir jenerasyonun ruh halini yansýtýyordu.
Savaþýn acýlarýný en derinden yaþayan bu jenerasyona "kayýp nesil" adý verilecekti.
NEDEN?
Peki tüm Avrupa'yý kan gölüne çeviren böyle bir felaket neden yaþanmýþtý? Büyük ülkelerin liderleri kendi milletlerini böylesine anlamsýz ve kör bir ölüm kuyusuna niçin atmýþlardý?
Bu vahþetin nedeni, savaþ öncesi Avrupa'da, pekçok insanýn savaþý son derece yararlý ve hatta gerekli görmesiydi.
Savaþ ilan edildiðinde, her ülkede kitleler bunu sevinç ve coþkuyla karþýlamýþtý. Liderler, askerlerini cepheye sürmekten büyük bir gurur duymuþtu.
Bu büyük yanýlgýlarýnýn en büyük nedeni ise, Sosyal Darwinizm denilen kavrama inanmalarýydý.
Amerikalý tarihçi Thomas Napp bu konuyu þöyle açýklar:
Savaþ bir sürpriz deðildi. 1914 öncesinde, Avrupa'da geniþ çevrelerce savaþ isteniyor ve bekleniyordu. Ýkna edici sayýda delil göstermektedir ki, her taraftan pek çok Avrupalý savaþý neþeyle karþýlamýþtýr. Savaþýn arýndýrýcý, heyecanlý, gençleþtirici olduðu düþünülmüþtür. Çoðu Avrupa ülkesindeki eðitim sistemi bir tür Sosyal Darwinist rekabet mantýðýna kapýlmýþ ve bu mantýkta savaþ canlandýrýcý ve onurlandýrýcý olarak görülmüþtür.
Sosyal Darwinizm, Darwin'in evrim teorisinin toplumlara uyarlanmasýydý.
Charles Darwin
|
Darwin, sonradan pek çok delille çürüyecek olan teorisinde, doðadaki tüm canlýlarýn amansýz bir yaþam mücadelesi sürdüklerini iddia etmiþti.
Ýnsanýn da geliþmiþ bir havyan türü olduðunu ve çatýþma yoluyla ilerlediðini savunmuþtu.
O devrin ilkel bilim düzeyi içinde çoðu insana bilimsel bir gerçek gibi görünen bu yanlýþ teori, diðer pekçok toplumsal felaket gibi I. Dünya Savaþý'nýn da ideolojik zeminini oluþturdu.
Dünya Savaþý'ný çýkaran Avrupa liderlerinin günlüklerine ve özel yazýþmalarýna bakýldýðýnda, Sosyal Darwinizm'in etkisi daha da açýk bir þekilde ortaya çýkmaktadýr. Bu liderler, Allah'ýn insanlara emrettiði getirdiði þefkat ve merhamete dayalý güzel ahlaký reddetmiþ ve bunun yerine Sosyal Darwinizm'i benimsemiþtir.
Örneðin, Avusturya-Macaristan'ýn Baþkomutaný General Von Hotzendorff, savaþtan sonraki anýlarýnda þöyle yazmýþtýr:
Dünya Savaþý generallerinden Friedrich von Bernardi ise, savaþ ile doðadaki sözde evrim yasalarý arasýndaki baðlantýyý þöyle kuruyordu:
Savaþ biyolojik bir gereksinmedir, doðadaki canlýlarýn çatýþmasý kadar gereklidir; biyolojik yönden yerinde sonuçlar verir, çünkü bu sonuçlar, varlýklarýn temel özellikleriyle ilgilidir. (Anthony Smith, Ýnsan, Yapýsý ve Yaþamý, Ýstanbul, 1979, s. 33)
Kýsacasý, I. Dünya Savaþý, savaþmayý, kan dökmeyi, acý çekmeyi ve çektirmeyi "doða kanunu" sanan Avrupalý yöneticilerin yüzünden çýkmýþtýr.
Tüm bu kuþaðý bu yanlýþ fikirlerle yýkýma sürükleyen ideolojik kaynak ise, Darwin'in evrim teorisidir.
Savaþýn perde arkasý aralandýðýnda, Darwin'in karanlýk portresi görünmektedir...
Oysa gerçekte insan, Darwinizm'in öne sürdüðü gibi, çatýþmak için yaþayan bir hayvan türü deðildir.
|