Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat

Selimiye Camii

Nereden Yazdırıldığı: Bilginin Adresi
Kategori: Yaþama Dair
Forum Adı: Ödevler
Forum Tanımlaması: ödev ihtiyaçlarýnýzý burada paylaþabilirsiniz
URL: https://www.bilgineferi.com/forum/forum_posts.asp?TID=2124
Tarih: 21-11-2024 Saat 21:47


Konu: Selimiye Camii
Mesajı Yazan: GOLDMAN
Konu: Selimiye Camii
Mesaj Tarihi: 14-11-2006 Saat 06:31
 Türk-Ýslam tarihinin en ihtiþamlý yapýsý: Selimiye Camii

Beþ asýra yaklaþan geçmiþiyle zamana meydan okuyan, dimdik ayakta duran heybetiyle insaný kendine hayran býrakan, teknik özelliklerindeki üstünlük ve ayrýcalýklarla Osmanlý mimarisini göklere çýkaran, þehir siluetindeki hakimiyetini açýkça belli eden ihtiþamýyla herkesi büyüleyen Selimiye, Osmanlý Saltanatý'nýn Edirne'ye en büyük armaðaný olarak kubbesinden minarelerine, süslemelerinden akustiðine kadar eþsiz bir deðer...



Mimar Sinan‘ýn 80 yaþýnda yarattýðý ve “ustalýk eserim“ diye nitelediði yapýt olan Selimiye Camii, Osmanlý-Türk mimarlýk tarihinin olduðu kadar, dünya mimarlýk tarihinin de baþ yapýtlarý arasýnda gösterilmektedir.

Selimiye Camii neden Ýstanbul’a deðil de Edirne’ye yapýldý?

Evliya Çelebinin aktardýðý, Sultan II. Selim’in, Selimiye camiini Edirne’de yaptýrmasýný peygamberimizi rüyasýnda görmüþ olmasýna baðlanmasý, en çok bilinen ve kabul edilen görüþtür. Evliya Çelebi Seyahatname adlý eserinde bu konuyu þöyle aktarmaktadýr:

“Sultan II. Selim niçin Ýstanbul’da bu camiyi inþa ettirmediler diye sorarlarsa, bir gece Sultan Selim Üsküdar tarafýnda Fenerbahçe’de bulunan köþkte, rüyasýnda peygamber efendimizi görmüþ ve ondan “ Ya Selim, Kýbrýs’ý fethedersem ganimetlerden payýma düþenden bir camii inþa edeyim demiþtin. Þimdi Cenab-ý Allah sana Kýbrýs’ý nasip etti. Niçin vefa edip geri kalan ömrünü hayýr ve iyilikler yolunda geçirmezsin. Tez Kýbrýs’taki Magosa kalesinden alýnan ganimeti Vezir Mustafa paþadan talep edip benim korumamda olan Sedd-i Ýslam Edirne’de camii inþa et “

Ancak bilindiði gibi Kýbrýs, 1571 yýlýnda fethedilmiþ, Selimiye camiinin yapým süreci ise 1568/69 yýllarýnda baþlamýþtýr. Evliya Çelebinin ise doðruluðu þüpheli bu bilgiyi bu þekilde aktarmasýný, Selimiye gibi bir abide eserden etkilenmesinden veya diðer etkilenen insanlarýn ona abartýlý aktarmalarýndan kaynaklandýðý düþünülebilir.

Evliya Çelebinin bu görüþüne karþýn, Selimiye külliyesinin Edirne’ye yapýlmasýnýn sebepleri ile ilgili çeþitli görüþler bulunmaktadýr:

1- Ýstanbul sur içindeki egemen olan noktalarda daha önce yaptýrýlan Ayasofya Bayezid, Süleymaniye, Þehzade ve Fatih camileri bulunmasý ve bu camilerin tümünün þehre hakim noktalara inþa edilmiþ, bölgede baþyapýt için gerekli bir mekan bulunmamasý ileri sürülebilir. Bunun yanýnda Sur içinde bulunan bu bölgede 15 yýl önce bir diðer baþyapýt Süleymaniye cami ve külliyesinin yapýlmasý iþlev ve ihtiyaç anlamýnda gerek olmadýðýný akla getirebilir.

2- Anadolu’dan Rumeli’ye aktarýlan Türk nüfusu Balkanlarýn bir çok yerinde bulunmasýna raðmen, Avrupa’da kesin olarak Türkleþmiþ coðrafi alan sýnýrý Edirne dolaylarýndan geçmekteydi ve Edirne bu bölgenin merkezi olarak görülmekteydi. Edirne’nin daha önce baþkentliði üstlenmesi ve Kanuni Sultan Süleyman döneminde ki batý seferlerinin askeri merkezi olmasý, Edirne’yi Osmanlý’nýn gözünde geçmiþ bir baþkenti olarak önemli kýlýyordu. Buraya yapýlacak abidevi eser, mevcudiyeti süresince bu topraklarýn Osmanlý ve Türk kalmasýný saðlayacaktý. Nitekim 19. ve 20. yüzyýllardaki iþgallerde Ruslar, Bulgarlar ve Yunanlýlar bu abidevi eseri yok etme cesaretini gösterememiþ ve Selimiye, Edirne’nin bir Türk þehri olduðunun en büyük kanýtý olmuþtur.


3- Sultan II. Selim, babasý Kanuni Sultan Süleyman ve diðer saray halký ile beraber Edirne sarayýnda bulunmasý ve hatta Kanuni Sultan Süleyman batý seferlerine çýktýðýnda Edirne kentinin koruyucusu (kaim-makam) olarak býrakýlmasý, onun gözünde Edirne’nin önemini maddi ve manevi boyutlarýyla anlamlý kýlmýþ olmalýdýr. Nitekim Mimar Sinan’ýn aðzýndan yazýldýðý düþünülen Tezkiretü’l Bünyan ( Yapýlar Kitabý) adlý eserde “ Sultan Selim Han hazretleri, saadetle devlet tahtýna oturduktan sonra Edirne þehrine son derece sevgisi ve þefkati olduðundan burada, zamanda benzeri olmayan bir camii yapýlmasýný buyurdular” diye yazmaktadýr.

Tüm bu görüþler göstermektedir ki her bir görüþün kendi içinde bir doðruluk payý olmakla beraber tek baþýna yeterli olmalarý pek anlamlý deðildir. Akla uygun gelen, Sultan II. Selim’in tüm bu görüþler ve diðer baþka nedenler gözden geçirildikten sonra Selimiye camiinin Edirne’de yapýlmasý için karar vermesini saðlamýþ olduðu söylenebilir.



Selimiye’ye giden yol

Mimar Sinan’ýn, Sultan II. Selim’in buyruðu ile Edirne’de inþa ettiði Selimiye Camii, yapý biçimi açýsýndan Edirne Üç Þerefeli Camiye oldukça benzer. Sinan'ýn Selimiye'den önce yaptýðý her yapýda, Selimiye'den bir parça bulmak mümkündür. Mimar Koca Sinan'ýn plan açýsýndan getirdiði yenilikler ise Süleymaniye'den sonra deðiþmiþtir. Bu deðiþiklik altýgen veya sekizgen çardaklý þema düzeninin uygulamalarý olarak görülmektedir.

Sinan, Selimiye camiinden önce Silivrikapý'da 1551 tarihli Hadým Ýbrahim Paþa camiinde ve 1555-1560 tarihleri arasýndaki Rüstem Paþa camiinde sekiz köþeli kaide üzerine oturan kubbe þeklini de denemiþti. Böylece Sinan büyük pratik araþtýrmalarla camiler için kendine en ideal görünen âbide fikrini iyice hazýrlayýp geliþtirdikten sonra Edirne'de son ve en büyük þaheseri Selimiye'nin inþasýna baþlamýþtýr.



II.Selim, Camii’nin bittiðini göremedi

Dönemin padiþahý II. Selim tarafýndan Edirne'de inþa ettirilen bu "anýtsal yapý", 1568-1575 yýllarý arasýnda yapýlmýþtýr. Selimiye Camii’nin inþasýna baþlandýðý tarih kesin olarak bilinmemekle birlikte, camii kapýsý üzerinde bulunan kitabede H. 976 (1568) yýlý yazmaktadýr. 27 Kasým 1574 Cuma günü Camii’nin açýlmasý için Divandan emir gelmiþ olsa da 7 Aralýk 1574 ‘de Sultan II. Selim vefat ettiði tarihten sonra, 982 hicri senesinin son ayýnýn (Zilhicce) ilk günü (14 Mart 1575) ibadete açýlmýþtýr. Ne yazýk ki, inþa fermanýný yazan II. Selim ömrü vefa etmediði için Camii’nin açýlýþýný görememiþtir.



Selimiye’nin dünya mimarisindeki yeri

Selimiye Caminin muazzam kubbesinin aðýrlýðý sekiz sütun ve bunlarýn arkasýndaki dayanma kemerleriyle karþýlanmaktadýr. Bir bütün halinde toplanmýþ olan iç mekân dünya mimarisinde eþi olmayan bir etki ve mana kazanmýþtýr.

Kubbe, mimaride evreni temsil eden bir simgedir. Tüm inanç sistemlerinde bu sebep ile dini yapýlarýn çoðunda kubbesel yapýlar tercih edilmiþtir. Hýristiyan dünyasýnýn hakim olduðu Avrupa’da da kubbe mimarîsi, özellikle Ýtalya’da, hakim olmuþtur. Ancak Bu eserleri ortaya çýkaran mimarlar, Mimar Sinan’dan farklý olarak üst üste iki kubbe sistemini benimsemiþlerdi. Katedrallerin çoðunda dýþ kubbe, iç kubbenin etki býrakmayan yetersiz þeklini ve þemasýný gizleyen bir maske olarak kullanýlmýþtýr. Türk mimarisinin geleneðine uyarak Sinan, inanýlmaz bir cüretle yükselttiði tek kubbe ile hem mekâný örtmüþ hem de dýþ görünüþün ana hatlarýný belirtmiþtir. Burada dýþ görüntü doðrudan doðruya iç yapýdan geliþmekte ve iç yapý ile dýþ yapý rahatlýkla bir bütün olarak algýlanmaktadýr.

Avusturyalý Ýslam ve Ýran Sanat Tarihi uzmaný Prof. Dr. Ernst Diez’in
"Selimiye'deki mekân büyüklük, yükseklik, topluluk ve ýþýk etkisi bakýmýndan yer yüzündeki bütün yapýlardan üstündür" deyiþi ilgi çekicidir.

Selimiye Camii, bütünü meydan getiren her bir özelliði ile ilgi çekici olmakla beraber, bu bütünün ortaya koyuluþ biçimi ve tüm yönlerin içinde herhangi birinin öne çýkmayarak bütünün içinde yer almasý ile diðer abidevi eserlerden ayrýlmaktadýr.

Hindistan'da Bicapur'da Muhammet Adil Þah türbesi 44 metre çapýnda dünyanýn en büyük kubbesiyle örtülü olduðu halde, ýþýk fena düzenlendiðinden mekân çok fakir ve cansýz bir etki býrakýr. Roma'da Panteon katedrali çok büyük fakat silindirik bir yapý olduðundan mekân monotondur, âdeta bakýþlarý yorar. St. Pier kilisesinde ise kubbe birdenbire derine dalarak mekânýn sükûnunu bozmakta ve dýþ kubbe muazzam fenerle birlikte iç kubbenin kifayetsizliðini gizlemektedir. Ayasofya'nýn mekâný yan koridor ve galerilere doðru belirsizce kaybolup nerede bittiði anlaþýlamamaktadýr.

Oysa Selimiye camiinde her taraftan son sýnýrlarýna kadar gerilmiþ dengeli mekan, þahane bir sükun halinde olup deðiþik cazibesiyle her gireni birden sürükler ve bir daha býrakmaz. Yüksek minareler arasýnda dýþtan kubbenin biraz basýkça düþmüþ olmasý mekânýn tek bir kubbe ile örtülmüþ olmasýndan ileri gelmektedir.

Cami içi þaheserler

Selimiye’de mimari gibi diðer Osmanlý sanatlarý da geliþmenin en yüksek noktalarýna varmýþtýr. Mermerden yapýlmýþ minber, iþçiliðindeki incelik, yükseklik, büyüklük ve güzellik bakýmýndan bu grubun diðer þaheserlerini gölgede býrakýr. Mihrap tarafýnda duvarlar, minberin arkasý ve külahý ile camideki bütün alt kat pencerelerin alýnlýklarý parlak, cazip bir çini dekor ile kaplanmýþtýr. Mihrap duvarýndaki büyük çini panolarýn renk ve kompozisyonlar, bunlara Osmanlý ve dünya çiniciliðinin þaheserleri arasýnda özel bir yer vermektedir. Bu çinilerin üst kýsmýnda lâcivert zemin üzerine iri beyaz harflerle sureler yazýlýdýr.

Mihrap kýsmýnýn sol tarafýnda Hünkâr mahfili göz alýcý zengin çinilerle hemen dikkati çeker. Burada sonradan kesilip yerlerine konmuþ gibi görünen meyve vermiþ iki elma aðacý bütün Osmanlý çinilerinde tek orijinal dekor olarak karþýmýza çýkmaktadýr. Elma fidanýnýn kökü karanfil, lâle ve sümbüllerle zenginleþtirilmiþtir. Bahar açmýþ erik fidaný da birkaç defa tekrarlanarak Hünkâr mahfilinde taze bir bahar havasý estirilmiþtir. Hünkâr mahfilinin bütün duvarlarýný yarýya kadar kaplayan bu çiniler kalite itibariyle mihrap kýsmý çinilerinden yüksek fakat kompozisyon ve âbidevi büyüklük bakýmýndan onlardan daha sade ve mütevazýdýr.

Selimiye camii ile ilgili bilgi ve geniþ fotoðraf arþivi:: www.selimiyecamii.com


Mimar Sinan'ýn Edirne'deki diðer eserleri:

:: Taþlýk Cami :: Rüstem Paþa Kervansarayý :: Defterdar Mustafa Paþa Camii
:: Ali Paþa Çarþýsý :: Kanuni Köprüsü :: Þeyhi Çelebi Camii :: Sokullu Hamamý




Cevaplar:
Mesajı Yazan: forum kralý
Mesaj Tarihi: 14-12-2006 Saat 07:51
 çok güzel açýklamýþþýn bu açýkalama için +1 rep



Sayfayı Yazdır | Pencereyi Kapat