Bilginin Adresi Ana Sayfa
Forum Anasayfası Forum Anasayfası > Yaşama Dair > Eğitim Dünyası > Genel Kültür
  Aktif Konular Aktif Konular RSS - Sultanahmet Camii'nin 6 Minaresindeki Sır
  SSS SSS  Forumu Ara   Events   Kayıt Ol Kayıt Ol  GiriÅŸ GiriÅŸ

Sultanahmet Camii'nin 6 Minaresindeki Sır

 Yanıt Yaz Yanıt Yaz
Yazar
Mesaj
invertor Açılır Kutu Gör
Security Professional
Security Professional
Simge
İnventor

Kayıt Tarihi: 18-01-2008
Status: Aktif DeÄŸil
Points: 3365
Mesaj Seçenekleri Mesaj Seçenekleri   Thanks (0) Thanks(0)   Alıntı invertor Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Konu: Sultanahmet Camii'nin 6 Minaresindeki Sır
    Gönderim Zamanı: 28-03-2009 Saat 14:41


Sultan 1. Ahmet tarafından 1616 yılında mimar Sedefkar Mehmet Ağa'ya
yaptırılan Sultanahmet Camii'nin ilginç mimarisi... Padişahı boynunu
eğdiren kapının anlamı ne? Sultan'a kaftanında toprak taşıttıran neden?


Sultan 1. Ahmet tarafından 1616 yılında mimar Sedefkar Mehmet Ağa'ya
Ayasofya'nın karşısında yaptırılan Sultanahmet Camisi, kentin en çok
turist çeken mekanları arasında ön sıralarda yer alıyor.

Osmanlı sultanları ve ailesi tarafından yaptırılan ve ''Sultan camileri''
anlamına gelen selatin camilerinin 6'ncısı olan Sultanahmet Camisi,
İznik çinileriyle bezeli olduğu için Avrupalılar tarafından ''Mavi Cami
(Blue Mosque)'' olarak adlandırılıyor.

İstanbul'un tarihi yarımadasında bulunan Sultanahmet Camisi,
Mimar Sinan sonrası klasik mimarinin en büyük ve en önemli eseri
olarak biliniyor.

Caminin yapımı 1616'da tamamlanırken, yapımı 1620 yılına kadar
süren külliyenin diğer binalarının, dağınık bir düzenlemeyle
yerleştirildiği görülüyor.

Binalar, tüm alana hakim ve dış avlu içinde yer alan cami ve hünkar
kasrı çevresinde işlevlerine göre dini, eğitim yapıları ve sosyal
tesisleri olarak gruplandırıldı.

Büyük çaplı bir prestij projesi olarak yapılan Sultanahmet Camisi ve
külliyesinde Mimar Sinan'ın öğrencisi Sedefkar Mehmet Ağa, klasik
geleneğin denenmemiş detaylarını kullanarak devletin siyasi gidişine
paralel olarak mimaride büyük bir atılım gerçekleştirdi.

İznik çinileriyle bezenmesi, yapının mimari ve sanatsal açıdan dikkate
şayan en önemli yanı olarak öne çıkıyor. Mavi, yeşil ve beyaz renkli
İznik çinileriyle bezeli olan ve çinilerin süslemelerinde sarı ve mavi
Kaynak: Wardom http://www.wardom.org/showthread.php?t=245942
tonlardaki geleneksel bitki motifleri kullanılması, yapıyı sadece bir
ibadethane olmaktan öteye götürüyor.

Sultanahmet Camisi, aynı zamanda Türkiye'nin 6 minareli tek
selatin camisi olma özelliğini de taşıyor.

Caminin 6 minaresi olmasına ilişkin aktarılan bir efsane şöyle:

''Dönemin padişahı I. Ahmet, minareleri altından yaptırmak istemiştir
ancak kaplamada kullanılacak olan altının değeri padişahın bütçesini
fazlasıyla aşınca, caminin mimarı Sedefkar Mehmet Ağa bu emri güya
yanlış işiterek 'altın' sözcüğünü ''altı'' yaparak camiyi 6 minareli inşa
ettirmiştir.''

Toplam 260 pencereyle aydınlatılan caminin ibadethane bölümü 64x72
metre boyutlarındadır. 43 metre yüksekliğindeki merkezi kubbesinin
çapı ise 23,5 metredir.

Avlunun batı girişinde, demirden ağır bir kordon bulunmaktadır. Bu
kordon, avluya atıyla giren padişahın kafasını çarpmamak için eğmesini
gerektiriyordu. Bu durum da padişahın bile camiye girerken kendisine
çeki düzen vermesi gerektiğini göstermek amaçlı sembolik bir eylem
olarak kabul ediliyordu.




KAREYE YAKIN DİKDÖRTGEN PLANLI ESER-
Kaynak: Wardom http://www.wardom.org/showthread.php?t=245942

Vakıflar Genel Müdürlüğünden alınan bilgilere göre, Sultan Ahmet Evvel
Vakfına kayıtlı olan cami, büyük bir külliyenin ana yapısını oluşturuyor.


Plan şeması itibarıyla Şehzade Camisi'ne benzeyen camide, merkezi
kubbeyi dört yönden dört yarım kubbe destekliyor. Kareye yakın
dikdörtgen planlı eserin içi zengin İznik çinileri ile kaplı bulunuyor.


SANAT TARİHİ UZMANI PROF. DR. EYİCE -

Sultanahmet Camisi hakkında bilgi veren sanat tarihi uzmanı Prof. Dr.
Semavi Eyice, Mimar Sinan'dan sonra yetişen ve onun üslubunu
devam ettiren Arnavut asıllı Sedefkar Mehmet Ağa'nın eseri
Sultanahmet Camisi'nin, çok zengin bir mimarisi olduğunu söyledi.

Külliye şeklinde yapılan caminin zaman içinde bazı bölümlerinin
yıkıldığını dile getiren Prof. Dr. Eyice, ''Sultanahmet Camisi'nin
6 minaresi var. Bu özellik başka camide yok'' dedi.

Prof. Dr. Eyice, külliyenin Darüşşifası yani hastanesi olduğunu,
Sıbyan mekteplerinden ise birinin yıkıldığını, diğerinin
durduğunu kaydetti.

Sultanahmet Camisi'nin arkasında ''Arasta'' tabir edilen ve yangın
geçirdiği için yıllarca kullanılmadıktan sonra restore edilen çarşının
giriş çıkışlarındaki sebillerin içlerinin çinilerle kaplı olduğunu,
ancak o çinilerin birileri tarafından kırılıp götürüldüğünü anlatan
Prof. Dr. Eyice, şunları söyledi:

''Her minarenin gövdesi ayrı bir şekilde süslenmiştir. Şehzade Camisi
hariç bizde minareler sadedir. Sultanahmet Camisi'nde minareler
üzerinde farklı farklı süslemeler vardır. Bir tanesinin üzerinde servi
figürleri vardır. Caminin bronz çok güzel kapıları vardır. İçerisindeki
çiniler sebebiyle 'Mavi Cami'' olarak da adlandırılır. Sultanahmet Camisi,
fazla aydınlık bulunur. Sebebi bir ihtilalde yaşanan arbedede renkli
camların indirilmesidir. Bina, 19. yüzyılda çok kötü bir restorasyon
geçirmiş. Restorasyonu Rumlar yapmış.


Padişahın namaza geçmeden biraz dinlenmesi için yapılan bölüme
Kasr-ı Hümayun denir. Sultanahmet Camisi'nde de bu bölüm bulunur.
Çocuk yaşta padişah olan ve genç yaşta da ölen Sultan 1. Ahmet'in
caminin yapımında ilk vurduğu kazma, bugün Topkapı Sarayı'nda
hala saklanır.''



SULTANAHMET'İN ŞÖHRETİ-

Cami imamı Emrullah Hatipoğlu da 400 yıla yakın tarihi geçmişi olan
Sultanahmet'in, İstanbul'un en büyük, dünyada da şöhreti en yaygın
camilerden biri olduğunu ifade ederek, kentin kültür ve tabiat varlıkları
düşünüldüğü zaman ilk akla gelen iftihar tablolarından biri olduğunu
söyledi.

Evliya Çelebi'nin seyahatnamesinden rivayetle caminin yapılışında
Sultan 1. Ahmet'in, temel kazma çalışmalarına eline kazmayı alarak
bizzat katıldığını ve temelden çıkan toprağı kaftanına koyarak dışarıya
taşıdığını anlatan Hatipoğlu, padişahın temel kazmada kullandığı
malzemenin Topkapı Sarayı'nda muhafaza edildiğini bildirdi.

Hatipoğlu, caminin ilginç mekanlarından birinin de Hünkar Mahfili
olduğunu ifade ederek, tarihi bilgilere göre, Sultan 1. Ahmet'in her
Ramazan'ın son 10 günü oraya çekilerek Allah ile manevi buluşmayı
yaşadığını anlattı.

Caminin minberi, kürsüsü, minareleri ve mahfillerinin özel bir yeri
olduğunu ifade eden Hatipoğlu, mihrabının ise ayrı bir anlam
taşıdığını vurguladı.

Hatipoğlu, Sultanahmet Camisi'ni yabancı devlet ve ilim adamları ile
sanatçılar olmak üzere Türkiye'ye gelen herkesin mutlaka ziyaret
ettiğini belirterek, bir anlamda protokol camisi konumunda olduğunu
söyledi.

Katolik dünyasının liderinin ilk defa bir camiyi ziyaret ettiğini ve bunun
da Sultanahmet Camisi olduğunu anımsatan Hatipoğlu, eski ABD
Devlet Başkanı Bill Clinton'ın camiye 2 kez ziyarette bulunduğunu anlattı.

Hatipoğlu, ziyaretçilerin genelde camiden çok etkilendiklerini ve
Papa'nın da bunlardan biri olduğunu dile getirerek, ''Clinton ikinci
gelişinde ziyaretçilere camiyi kendi tanıttı. O gelişinde 'İstanbul'a
gelip de Sultanahmet Camisi'ni görmemek büyük noksanlık olur'
ifadesini kullanmıştı'' diye konuştu.

Ramazan aylarında Sultanahmet Camisi'nde çeşitli dini kültürel
etkinlikler yapıldığını anlatan Hatipoğlu, Kur'an-ı Kerim'in 4 defa
sesli okuyuşlarla hatim edildiğini kaydetti.

Hatipoğlu, caminin avlusunda her yıl Ramazan ayında kitap fuarı
da açıldığını belirtti.


Düzenleyen invertor - 28-03-2009 Saat 18:42
Yukarı Dön
Fırtına Açılır Kutu Gör
Moderator
Moderator


Kayıt Tarihi: 11-09-2008
Konum: Turkey
Status: Aktif DeÄŸil
Points: 689
Mesaj Seçenekleri Mesaj Seçenekleri   Thanks (0) Thanks(0)   Alıntı Fırtına Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Gönderim Zamanı: 28-03-2009 Saat 15:37
Paylaşım için teşekkürler 

Bir deli rüzğar olurum alırım seni burdan kaybolurum
Yukarı Dön
 Yanıt Yaz Yanıt Yaz

Forum Atla Forum İzinleri Açılır Kutu Gör



Bu Sayfa 0.223 Saniyede Yüklendi.