Bilginin Adresi Ana Sayfa
Forum Anasayfası Forum Anasayfası > Off-Topic > Genel
  Aktif Konular Aktif Konular RSS - BİR GARİP AŞK HİKAYESİ
  SSS SSS  Forumu Ara   Events   Kayıt Ol Kayıt Ol  GiriÅŸ GiriÅŸ

BİR GARİP AŞK HİKAYESİ

 Yanıt Yaz Yanıt Yaz
Yazar
Mesaj
hemşirerose Açılır Kutu Gör
Üye
Üye
Simge

Kayıt Tarihi: 13-09-2008
Konum: Turkey
Status: Aktif DeÄŸil
Points: 93
Mesaj Seçenekleri Mesaj Seçenekleri   Thanks (0) Thanks(0)   Alıntı hemşirerose Alıntı  Yanıt YazCevapla Mesajın Direkt Linki Konu: BİR GARİP AŞK HİKAYESİ
    Gönderim Zamanı: 01-11-2008 Saat 21:44
Yakala, salla, ısır, ikiye ayır ve at gitsin... Yusufçukların sıra dışı kur ritüelleri, evrimleşmelerine ışık tutuyor.

Sımsıcak bir yaz gününde ilginç hareketlerini görmüşsünüzdür. Erkek yusufçuk sazlarla çevrelenmiş bir göletin herhangi bir yerinde, bir dişiyi izlerken örneğin... Aynen yıldırımın kolları gibi. Ya da çizgileri ile kaplanı andıran bir sarı çizgili helikopter böceği, boşluğa dalışlar yapıp, döner; incecik kanatlarını parlatır ve bir eş bulup onunla gökyüzüne doğru yükselirken... Hatta belki de birbirine kenetlenmiş göz kamaştıran bir çift yeşil helikopter böceği gece karası suların üzerinde tek vücut olup döner; erkek, dişiyi bir ok gibi önce öne sonra geriye en son da göğe doğru çekerek helikopter ustalarının dahi yalnızca hayal edebilecekleri bir çeviklikle peşinden sürüklerken...

Uzaktan bakıldığında yusufçukların ayini andıran kurları ve çiftleşmeleri zararsız, hatta romantik görünür. Ancak çiftleşme oyunlarına yakından baktığınızda tahmin edildiğinden daha sert bir cinsel taciz ve mücadele öyküsü çıkar karşınıza. Mücevher kanatlı su bakirelerini (Calopteryx splendens) ele alalım. Bu türün bazı erkekleri kur yapma gibi şeylerle hiç ilgilenmez; güneşin altında ısınan tedbirsiz dişileri, hatta larva derisinden yeni çıkmış ve hâlâ ıslak görünen erginleşmemiş dişileri kapmaya çalışırlar. "Hırsız" olarak anılanları, şiddetli darbelerle asılarak ve ısırarak çiftleşenlere saldırır ve onları birbirinden ayırır. "Suda pusuya yatanlar" olarak adlandırabileceğimiz bazılarıysa çiftleşmek için aradığı dişiyi –dişinin o süreçte suda boğulması olasılık dahilinde olsa da– tam yumurta bırakırken yakalar. Bu durumda dişilerin payına düşense, bu oldukça kaba sayılabilecek davranıştan darbeler savurup, zikzaklar çizerek; bir aşağıya ve bir yukarıya doğru kendi etrafında dönerek suya bata çıka hızla kaçmak ya da bazen ölümcül sonuçlar doğurabilecek kadar kararlı bir şekilde mücadele etmektir.

Peki dişiler ve erkekler arasındaki savaşın nedeni nedir? Bu sorunun yanıtını arayan bilim insanları, yusufçuklarda, yalnızca garip üreme alışkanlıklarını değil aynı zamanda göz kamaştırıcı renk ve tür çeşitliliğini de açıklayabilecek olan bir içgüdü ve deneyim, işbirliği ve mücadele karışımı görüyor.

Biyolog Philip Corbet, İspanya'da küçük bir gölün güneşli bir köşesinde, her ikisi de harika bir mavi kuyruğa sahip, biri gök mavisi diğeri kırmızımsı sarı bir çift kızböceğine kilitlenmiş. "İkisi de, farklı renklere sahip dişileriyle ünlü Ischnura graellsii türünden" diyor. Erkekleri kaba davranışlarıyla tanınıyor. "Çiftleşmeyi sağlama almak için erkek, uçan bir dişiyi yakalıyor ve hatta bazen dişinin kanatlarının gövdesi ile birleştiği yeri ısırıyor."

Ancak bu çift, tıpkı kağıt üzerine çizilen kalpler gibi birbirine kenetlenmiş. Corbet, yusufçukların çiftleşmesini izleyen herkesin evrimsel uyumun olağanüstü bir örneğini göreceğini ifade ediyor. Odonatlar ya da "dişli olanlar" olarak adlandırılan yusufçuklar, su bakireleri ve kızböcekleri, 300 milyon yılı aşkın -yani farklı üreme stratejileri geliştirmelerine yetecek kadar- bir süredir varlık gösteriyor.
Yukarı Dön
 Yanıt Yaz Yanıt Yaz

Forum Atla Forum İzinleri Açılır Kutu Gör



Bu Sayfa 0.188 Saniyede Yüklendi.