Erdoğan, Topkapı Eresin Otel'de gerçekleştirilen AK Parti Fatih İlçe Teşkilatı 2. Olağan Kongresi'nde yaptığı konuşmada, TOKİ'nin 78 ilde, 478 şantiyede dar, orta ve üst gelir grubuna yönelik 161 bin konut inşaatı sürdürdüğünü anlattı. Amaçlarının herkese başını sokacağı bir ev sağlamak olduğunu belirten Erdoğan, bunun sosyal devletin de bir gereği olduğunu söyledi.
Geçmiş dönemde atılan birçok temelin atıl kaldığına ve yatırımların çöplüğe döndüğüne işaret eden Erdoğan, iktidarları döneminde temeli atılan bu yatırımları bir bir bitirdiklerini ifade etti. Erdoğan, kendisine bakan ya da milletvekili tarafından ''projeye başlayalım'' ya da ''temeli atalım'' gibi önerilerin geldiğini, ancak bunları reddettiğini belirterek, ''Tayyip Erdoğan, temel atan bir başbakan olmayacak. Açılış yapan bir başbakan olacak'' diye konuştu.
İstanbul'da yeni bir İstanbul kuracaklarını ve buna mecbur olduklarını dile getiren Erdoğan, bu yeni İstanbul'un çok modern ve farklı olacağını söyledi. Bundan sonra isteyenin, istediği yerde binalar kondurduğu bir İstanbul değil, medeniyetler kenti İstanbul'a yakışan bir yapılanma ortaya koyacaklarını anlatan Başbakan Erdoğan, bu çerçevede Fatih ve Süleymaniye'de de yıkılmaya yüz tutmuş tarihi konakların aslına uygun olarak yeniden inşaa edileceğini bildirdi.
Erdoğan, iktidarları döneminde tarım ve hayvancılıkta Cumhuriyet tarihinde verilmemiş destekleri verdiklerini, çiftçiyi mağdur etmediklerini dile getirerek, ''Ziraat Bankası çiftçiye yüzde 59 faizle kredi veriyordu. Şimdi yüzde 8-15 arasında. Halk Bankası küçük esnafa yüzde 47 faizle kredi veriyordu. Şimdi yüzde 15. Daha da düşmesi lazım. Ama daha hızlı hareket edemiyoruz. Ekonomik programdan, mali disiplinden taviz vermeyeceğiz'' diye konuştu.
''BAL GİBİ DE GETİRİRİZ''
Konuşmasında, Merkez Bankası Başkanlığı'na yapılan atamaya da değinen Erdoğan, şunları söyledi:
''Merkez Bankası ile ilgili atılan adımda neler yazıyorlar, neler çiziyorlar. Ayıp. İnsanların eşlerinin başı açıkmış, başı örtükmüş... Buna göre bir insan bir yere atanır mı? Böyle saçmalık mı olur? Yani biz ehliyet, liyakat sahibi bir insanı eşinin başı örtülü diye onu biz layık olduğu yere getirmeyecek miyiz? Bunu yazan çizen gazetecilerin hepsine şunu söylüyorum; nasıl ki bir zamanlar zenci-beyaz ayrımı yapanlar bugün lanetle anılıyorsa, onlar da tarih önünde lanetle anılacak. Bu bir ayrımcılıktır. Eşinin başı açık olanın da benim gönlümde yeri özeldir, başı örtülü olanın da yeri özeldir. Yeter ki, liyakatı, ehliyeti olsun. Yeter ki, onlarla koordineli bir şekilde çalışabilelim. Kalkıp neler söylüyorlar, neler yazıyorlar. 'Yok okul arkadaşı'... Okul arkadaşı olursa, birini getiremeyecek miyim? 'Belediyede onun kadrosundaymış'. Eğer belediyede benim kadromda olsa getiremeyecek miyim? Böyle saçmalık mı olur? Şimdiye kadar hangi iktidara bu soruları sordular. AK Parti iktidarına gelmiş bu soruları soruyorlar. Bu sorulara hakkınız yok. Bal gibi de getiririz. Biz kalkıp da çarşıdan, pazardan, sokakta iş bulamayanı getirip yerleştirmiyoruz. Alanında yetki sahibi olan, ehliyet sahibi olan, liyakat sahibi olanları getirip, bu işlerin başına koyuyoruz. 'Efendim bunlar geçmişte AK Parti'de görev yapmış'... Velev ki, öyle olsun. O da olabilir. Eğer şartları buna müsaitse, gerekirse o da olur. Fakat bu mantık, mantık değil.''
''CHP ZİHNİYETİ''
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan, aynı tacizlerin geçmişte İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na seçildiğinde kendisine de yapıldığını ve bunun yapılmaya devam edildiğini belirterek, o dönemde de ''Pendik'te başı açık bayanı bıçakladılar, başı açık bir bayanı trenden attılar, otobüslerde kadın-erkek ayrımı yaptılar'' dendiğini hatırlattı. Erdoğan, ''Yalanın daniskası. 4.5 yıl İstanbul'a hizmet verdim, hepiniz biliyorsunuz. Çöp dağları CHP zihniyetinden kaldı. Unutmayın, İstanbul bir susuzluk şehriydi, unutmayın sular akmıyordu. Niye? CHP zihniyeti... CHP'nin zihniyetinde başarısızlık var. Hava kirliliğinden gezilemiyordu. Bir gazete maske dağıtıyordu. Biz belediye başkanı olduktan sonra ne maske kaldı, ne çöpler, ne susuzluk. Tayyip Erdoğan başkanlığındaki kadroda başarılı olan arkadaşları niye daha sonra değerlendirmeyeyim? Yine yanılacaklar'' dedi.
Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Bunların çok bildikleri marka isimler var. Onları da gördük. O marka isimler döneminde bu ülkenin nasıl sömürüldüğünü gördük. Bir şey yaptılar mı, yapabildiler mi? Onları konuştular mı? Yok. Sadece bunlara imkan vereceksin. Eğer bunlara imkan verirsen iyisin, ama imkan vermezsen, hortumları kesersen çok kötüsün. İşte bunların bilinmesi lazım. Artık hortumların tesis edildiği bir hükümet işbaşında değil.''
|